Lazca.org / Halil Bakırcı Ne Yapmak İstiyor?!

Halil Bakırcı Ne Yapmak İstiyor?!

Halil Bakırcı Ne Yapmak İstiyor?!
Yazar: Ali İhsan Aksamaz

Yaklaşık iki ay kadar önce Lazlar ve Hemşinliler hakkında Rize
Belediye Başkanı Halil Bakırcı'ya atfen basına yansıyan sözleri
hatırlarsınız. Yazılanlara göre, Halil Bakırcı; Lazların Laz,
Hemşinlilerin de Hemşinli olmadıklarını söylemiş.

Halil Bakırcı gerçekten de o sözleri söylemiş miydi? Araştırdım; birçok basın
organı, o talihsiz sözleri hemen hemen aynı şekilde aktarıyordu. Bütün
bulgular da, o sözlerin sahibinin Halil Bakırcı olduğunu işaret
ediyordu. Halil Bakırcı'nın sözleri Türk, Laz ve Hemşinli
kardeşleşmesini hedef alıyor. Söyledikleri, insanlar arasında
kamplaşmalara ve sürtüşmelere yol açabilir. Oysa; Türkiye'de ihtiyaç
olan şey dostluk, kardeşleşme ve dayanışmadır.

Önce aklıma AKP Genel Merkezi'ne konuyla ilgi bir yazı yazmak gelmedi
desem, yalan olur. Sonra bir süre beklemenin daha uygun olacağını
düşündüm. Belki basın, Halil Bakırcı'yı yine yanlış anlamıştı?!
"Kürt sorunu"nu çözmek için Halil Bakırcı'nın "ikinci eşi" önerdiği
iddiaları da basında yer almış ve büyük bir tepki çekmişti. Bunun
üzerine Halil Bakırcı, yanlış anlaşıldığını ve gazetecilerin konuyu
saptırdıklarını açıklamış ve ortalığı yatıştırmaya çalışmıştı. Halil
Bakırcı'nın Lazlar ve Hemşinliler konusunda söylediklerinin de yanlış
anlaşıldığını belirten bir açıklama yapabileceğini düşündüm. Ne var ki
Halil Bakırcı'dan bugüne kadar hiç ses çıkmadı. Bu da, onun o sözlerin
sahibi olduğunu ve üstelik de hala söylediklerinin arkasında
durduğunu gösteriyor.
Halil Bakırcı, Lazlara ve Hemşinlilere yönelik talihsiz açıklamalarda
bulunmasına rağmen, basın Lazları ön plana çıkardı. Hatta Çamlıhemşin
Haber Gazetesi, şu başlık ve spotları kullandı: "Lazlar Bu Habere
Kızacak... Gerek Var Mıydı Başkan? Lazlar Buna Alınacak. Bakırcı Yine
Olay Yaratacak. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı'dan Lazlar
hakkında sıradışı açıklamalar..."
Halil Bakırcı'nın Lazlardan ve Hemşinlilerden özür dilemesi ve
hatasını düzeltmesi konusunda daha o zaman bir makale kaleme aldım.
Ancak konunun hassasiyetini düşünerek makalemi herhangi bir yerde
yayınlatmadım. Halil Bakırcı'nın söyledikleri arkadaşlar, dostlar
arasında da sıkça gündeme gelmişti. Bazı arkadaşlara göre; birileri bu
sözleri Halil Bakırcı'ya söyletmişti. Geçenlerde yayınlanan "Bir
"Özür" ve Tepkisiz "Vekiller" başlıklı makalemde Halil Bakırcı'nın
söylediklerine şöyle bir değinmekle yetindim.
Birkaç gün önce "sosyal medya"da Halil Bakırcı'nın Lazlar ve
Hemşinliler hakkındaki o talihsiz sözleri yeniden gündeme geldi ve
tartışılmaya başladı. Aslında konu yazıldığından çok daha fazla da
konuşuluyor.

Halil Bakırcı

Halil Bakırcı'nın Lazlar ve Hemşinlilerin Türk boyu olduklarını söylemesi yanlış.

Onun bu söylediklerine karşı çıkanların, Lazlar ve
Hemşinlilerin Türk olmadıkları noktasından Halil Bakırcı'ya karşılık
vermeleri de bir o kadar yanlış.
Hem Halil Bakırcı, nereden Türk kimliğinin savunucusu oluyor ki?!  Bu
payeyi ona kim verdi?!  İslam da, ırkçılığı büyük bir günah olarak
saymıyor mu?!  Halil Bakırcı'nın daha önce Kürtlere ve yakın zamanda da
Lazlar ve Hemşinlilere yönelik söylediklerinin Türk Halkının
değerleriyle, İslam inancıyla ne alakası var ?! Halil Bakırcı,
söylediği ayrımcı ve giderek de ırkçı bu söylemleriyle Türk Halkının
Kimliğini değil, İslamı değil, "Türk Burjuvazisi" yaratmak isteyen
"Milli Şef" döneminin resmi ideoloji ve resmi tarih tezlerinin
savunuculuğunu yapıyor!
Halil Bakırcı'ya bu konuda anında tepki gösteren Mehmet Bekaroğlu'nun
tavrını doğru ve anlamlı buluyorum. Halil Bakıcı'nın AKP'li, Mehmet
Bekaroğlu'nun Has Partinin Genel Başkan Yardımcısı olması Halil
Bakırcı'nın sözlerine ilişkin yoğun tepki görmemesinin bir diğer
nedeni olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda da, Laz kimliği konusu
ister istemez AKP ile Has Parti arasında bir sürtüşme konusu haline
gelmiş gibi algılandığı için ve insanlar, çeşitli dernekler ve diğer
siyasi partiler, bu iki partiden birini destekler gibi algılanmak
herhalde istemediklerinden Laz kimliğine yönelik çirkin sözlere
tepkisiz kaldılar. Halil Bakırcı, AKP'li değil "Milli Şefçi" dir.
Halil Bakırcı'nın söylediklerine, başta kendi siyasi partisi olmak
üzere bütün siyasi partiler karşı çıkmalıdır. Nitekim daha önce
Kürtlere yönelik söylediklerinden dolayı AKP soruşturma başlatmıştı.
Halil Bakırcı'nın söylediklerinin "Milli Şef"in söylem ve
uygulamalarından, Nihal Atsız'ın söylediklerinden, Fahrettin
Kırzıoğlu'nun yazdıklarından hiçbir farkı yok. "Milli Şef" döneminde
bu ülkenin bütün insanlarının ne gibi zalimane uygulamalara tabi
tutulduğundan Halil Bakırcı'nın haberi yok mu?! Laz çocuklarının
okulda Lazca konuştukları için baskı ve şiddete maruz kaldıklarını hiç
duymamış mı?!
Halil Bakırcı, "Kamusu'l - A'lam"ın "Laz", "Lazca" ve "Lazistan"
maddelerini öncelikle okumalıdır. "Osmanlı "Salnameleri"nden de,
Kilise kayıtlarından da Lazların yöredeki varlıkları ve kimliklerine
ilişkin bilgileri kolayca edinebilir. Hıristiyanlıktan İslamlığa geçiş
süreci hakkında bilgi edinebilir.
Halil Bakırcı, öncelikle ulusal ve yerel gazete arşivlerinde kısa
bir süre geçirmeyi deneyebilir. Resmi ideoloji ve resmi tarih
tezlerinin Lazcayı da hedef alan uygulamalarını kolayca görebilir.
Halil Bakırcı, Lazların yerlisi oldukları ve toplu olarak yaşadıkları
ve Lazcanın anavatanı olan Rize- Artvin yöresinin bir kentinin
belediye başkanıdır. Partisi Rize'de bütün milletvekilliklerini
kazanmıştır. Partisine oy veren insanların önemli bir kısmı da Lazdır.
Halil Bakırcı, buna rağmen Laz kimliğini hedef alabilmektedir. 1920'li
yılların ilk yarısında Lazistan Sancağı kaldırılmamış olsaydı, bugün
Lazistan Belediye Başkanı ünvanını taşıyacaktı.
Rize'nin Sesi Gazetesi ve diğer yayın organları, Halil Bakırcı'nın
söylediklerini ayrıntısıyla aktarmış. Halil Bakırcı, tarihe meraklı
olduğuna vurgu yapmış. Anlattıklarını kitaplardan öğrendiğini
söylemiş. Biraz da yorum eklemişmiş. Bilmediği bir şey var. İki tarih
var; biri tarih, diğeri resmi tarih. Kendisinin resmi tarihe, "Milli
Şef Tarihi"ne ilişkin kitaplara meraklı olduğu gözüküyor. Halil
Bakırcı, söylediklerine akademik destek de arıyor.
Halil Bakırcı, çizmeyi oldukça aşıyor. Herkese ayak üstü birer de
şecere uyduruyor. Halil Bakırcı, Lazların Laz değil, Türk boyu
olduğunu ispatlamaya çalışırken onların, bir Arap boyu olduğu
iddiasını da ortaya atıyor. "Milli Şef" savunuculuğuna soyundukça;
saçmalıyor. Bütün bu söyledikleriyle Türklerin, Kürtlerin, Lazların ve
Hemşinlilerin arasına nifak tohumları ekiyor.
Adem ile Havva'nın çocukları değil miyiz?! Laz iken Pontuslulaşan,
Laz iken Gürcüleşen, Laz iken Abhazlaşan insanlar bulunabilir. Türk
iken Lazlaşan, Abhaz iken Lazlaşan insanlar da kuşkusuz bulunabilir.
Bugün Türkiye Lazlarının, Türkiye Gürcülerinin, Türkiye Kürtlerinin ve
Türkiye Araplarının kimliğini belirleyen, yaşadıkları coğrafya ve
geçmişten bugüne taşıdıkları anadilleridir. Kimlik işte tam da böyle
bir şeydir!


Böylesi dilsel ve kültürel bir zenginliğin sahibi olan bir yörede
belediye başkanı olmak onurdur. Halil Bakırcı'nın, bütün bunların
bilincinde olmadığı anlaşılıyor. Yörede yaşayan insanların
kardeşleşmesine katkı sağlayacağı yerde, ayrılık tohumları ekiyor!
Hatırlarsınız 2010'da "Kürt sorunu"nun çözümü konusunda Halil
Bakırcı'ya atfen "ikinci eş" iddiaları basında yer almıştı. Bu
açıklamalar kendi partisi dahil, bütün siyasi partilerden büyük tepki
gördü. Bunun da ötesinde Kürtler ile diğer insanlar arasındaki hasmane
kimi duyguların kışkırtılmasına sebep oldu. Çareyi kameraların
karşısına geçip, Kürtler konusunda o sözleri söylemediğini açıklamak
zorunda kaldı. Şunları söyledi : "Yaklaşık yarım saat devam eden
röportajın farklı bölümleri medya tarafından montajlanarak, vermek
istediğim mesajdan tamamen farklı bir anlam kasıtlı olarak ortaya
çıkarıldı. Maksadım kız alıp vermekle Türk, Kürt, Laz ve diğer
unsurlar arasındaki birliği daha da sağlam temellere oturtmak için
akrabalık bağlarının geliştirilmesine katkı sağlamaktı. Bu amaçla
yaptığım konuşma medya tarafından montajlanıp esas mecrasından
uzaklaştırılarak yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermiştir. Bu yanlış
anlaşılmadan dolayı tüm kamuoyundan özür diliyorum."

Ali İhsan Aksamaz - Dil-Tarih-Kültür- Gelenekleri ile Lazlar

İki yıl önceki açıklamasında, "Türk, Kürt, Laz ve diğer unsurlar..."
ifadesini kullanabilen aynı Halil Bakırcı, şimdi Lazların köklerini
Şam'a kadar götürebilmekte ve onları Arap yapabilmektedir. Halil
Bakırcı'nın Lazları ve diğer halkları işine geldiği zaman işine
geldiği şekilde göstermeye çalışıyor.
Kameraların karşısına geçip Türklerden de, Lazlardan da,
Hemşinlilerden de, Kürtlerden de açıkça özür dilemelidir. Bu gaflarını
ortadan kaldırmak ve kardeşleşmeye katkı sunmak için bir dizi çalışma
başlatmalıdır. Lazcanın ve diğer kültürlerin yaşatılması noktasında
Ankara ile yöre arasında bir köprü olmalıdır. Bunun bir nişanesi
olarak, Artvin, Pazar, Ardeşen, Arhavi, Fındıklı, Arhavi ve Hopa
belediye başkanlarıyla beraber belediyelerin kültür yayınlarından bir
dizi Lazca masalı çocuklar için yayınlayabilir; belediyelerin
sitelerinde yöre tarihine ilişkin "Milli Şef Dönemi" kara propagadan
ifadelerinin kaldırılması için çaba harcayabilir. Trabzon ve Artvin
belediye başkanlarıyla beraber bir yerel radyo oluşturabilir, yörede
konuşulan yerel dillerde yayın yapılması için kolları sıvayabilir.
Türkiye Lazları Müslümandır. Geçmişte, önce "Pagan" sonra da
Hıristiyan'dılar. Halil Bakırcı, yine Artvin, Pazar, Ardeşen, Arhavi,
Fındıklı, Arhavi ve Hopa belediye başkanlarıyla ile işbirliği içinde
eski dönemlerden kalma manastır ve kiliselerin restore edilmesine
katkı sağlayabilir. Böylece de yöre turizminin gelişmesine yardımcı
olabilir. Rize- Pazar-Sapu- Hamidiye'de, "Papazlar Okulu" olarak
bilinen, sahile yakın yerdeki kalıntılar ve Kemalpaşa'daki "Laz
Kilisesi"yle ilgili restorasyonlara başlayabilir. Köylerin ve diğer
yerleşim birimlerinin eski adlarının resmi olarak kullanılması ve
tabelalarda da yer alması için çaba gösterebilir.
Çanakkale Savaşı'nda, Anadolu'nun Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkenin bütün
insanları gibi Lazlar da kanlarını döktüler. Çoğu Türkçeyi doğru
dürüst konuşamıyordu bile! Nazım Hikmet, "Arhaveli İsmail"in şahsında
Lazların Kurtuluş Savaşına katkılarını anlatmıştır. Ne var ki, "Milli
Şef"bütün bunları inkar etmekle kalmadı, Lazları da yok saydı.
Lazcanın geliştirilmesinin önünde engeller oluşturdu.Yine de Laz
kimliği bugüne kadar yaşadı. Lazlar vardır ve Lazca onların
kimliğidir!
İhtiyacımız olan şey, Türklerin, Lazların, Hemşinlilerin, Kürtlerin,
Çerkeslerin, Abhazların, herkesin kardeşleşme sürecinin
başlatılmasıdır. Bunun için de Türkiye'yi bir an önce bütün
kimliklerimizin, bütün dinlerimizin, bütün anadillerimizin, ortak
anlaşma dilimiz Türkçenin ve emekdaşlığın ortak vatanı haline getirmek
zorundayız. (20.03. 2012- 03.05.2012

31-05-2013, 21:04
Geri gel