Lazca.org / Dünyanın en mutlu ülkesi neden Danimarka?

Dünyanın en mutlu ülkesi neden Danimarka?

Birleşmiş Milletler’in Mutluluk Raporu’nda Danimarka ilk sırayı aldı. İskandinav ülkelerinin ilk 5’te, Türkiye’nin 77. sırada yer aldığı rapora göre mutluluğun en belirleyici kriterleri demokrasi, özgürlük, güven, sosyal güvence, sivil toplum ve iş ortamı.  

‘Dört mevsimin yaşanabildiği ender ülkelerden biriyiz.” diyerek güneşe hasret kuzey ülkelerine acıyaduralım, Birleşmiş Milletler’in (BM) Kolombiya Üniversitesi’ne hazırlattığı ‘Dünya Mutluluk Raporu’nda (World Happiness Report)1. Danimarka 2. Finlandiya 3. Norveç 4. Hollanda 5. Kanada olurken; Türkiye, 156 ülke içinde 78. sırada yer aldı. Danimarka’nın ‘mutlu insanlar diyarı’ olması, bu ülkede yaşayanlar için hiç şaşırtıcı değildi.


Araştırmayı Gallup şirketi yaptı. 156 ülkeden 3 bin kişiye aile, eğitim, sağlık, hayattan beklenti, seçim özgürlüğü ve ekonomik durumla ilgili sorular yöneltildi. Bu kişilerden sorulara 0 ila 10 arası puan vermeleri istendi. Verilen cevaplara göre mutluluk tablosunun ilk 5’i Danimarka, Norveç, İsviçre, Hollanda ve İsveç olarak sıralandı. Listenin sonunda fakirliğin, savaşın ve kaosun hâkim olduğu ülkeler yer aldı. Danimarka’yı ‘en mutlu insanlar’ ülkesi kılan özelliklere değinmeden önce BM’nin ısrarla üzerinde durduğu Mutluluk Raporu’nun geçmişine ve ülkelerin neden mutluluğa önem verdiğine kısaca değinmekte fayda var.


Son yıllarda ‘mutluluk’ kavramı, uluslararası toplumun gündeminde üst sıralarda yer almaya başladı. BM, 2011’de kabul ettiği tasarı ile üye ülkelerden mutluluğun vatandaşlar arasında yayılmasını istedi. 2012’de BM ilk kez mutluluk konferansı düzenleyerek konunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Ülkeleri yöneten devlet başkanları ve başbakanlar, bugün artık, bazı toplumların diğerlerine göre neden daha mutlu olduğu ve daha mutlu bir toplum için neler yapılması gerektiği konusunda fikir alışverişinde bulunuyorlar, kafa yoruyorlar. Mutlu bireylerin yaşadığı ülkelerde sorunlar minimum düzeyde oluyor. İngiltere Başbakanı David Cameron, İngilizlerin mutluluk derecesini ortaya koymak için geniş çaplı araştırmalar yaptırırken, Amerika Birleşik Devletleri’nde Ulusal Bilim Akademisi mutluluk derecesinin artırılması için çaba harcıyor. Hollanda, Almanya, Fransa ve Japonya mutluluk raporunda çıkan sonuçları iyi analiz ederek gelecekte ülkelerinin hangi noktada olacağını hesaplıyor. Mutluluk araştırması yeni bir olgu değil. 1970’lerin başından itibaren Asya’nın küçük ülkesi Bhutan, düzenli olarak mutluluk araştırması yapıyor. Bu ülkede kişi başına düşen millî gelir yerine ortalama mutluluk düzeyi hesaplanıyor. Ülkenin gelişmesinde bu veriler kullanılıyor. Mutluluk kavramı anayasada da yer alıyor.


Peki, tam olarak mutluluk nedir ve nasıl ölçülür? Rapor hazırlanırken kısa vadeli mutluluklar dikkate alınmıyor. Mesela, üniversite diplomasını alırken veya nikâh masasında ‘evet’ derken yaşanan mutluluk gibi. Uzun süreli mutluluk, anlık yaşanan sevinçlerden etkilenmiyor. Yaşanan kısa süreli ve uzun süreli mutluluklar insan beyninin iki farklı noktasında bulunuyor.

İklim şartları dikkate alındığında, Danimarkalıların mutlu olması için fazla bir sebepleri yok. Yılın büyük bölümü yağışlı geçen ülkede "İlkbahar ve yazın gelişi gecikir ama sonbahar ve kışta asla gecikme olmaz.” sözü artık darb-ı mesel olmuş durumda. Mutluluk sıralamasında Danimarka’ya göre daha kuzeyde olan Norveç’in ikinci, İsveç’in beşinci basamakta yer alması, mutluluğun hiç de iklimle ilgisinin olmadığını gösteriyor. Gelelim Danimarka’yı zirveye taşıyan mutluluk faktörlerine. Bu konudaki kaynağımız, uluslararası uzmanlara ‘Mutlu Bir Ülke’ adlı raporu hazırlatan Danimarka Mutluluk Araştırmaları Enstitüsü.


Güven: Danimarka’ya gelen turistleri şaşkına çeviren görüntülerin başında, sokakta bırakılmış, içinde uyuyan bebeklerin olduğu çocuk arabalarıdır. Ebeveyn lokantada afiyetle yemeğini yerken, bebek sokakta mışıl mışıl uyumaya devam ediyor ve ebeveyn çocuğuma ne olur endişesi taşımıyor. İnsanlar arasında oluşan güven sadece turistlerin gözlemlerine dayanmıyor. Yapılan araştırmada halkın yüzde 75’i tanımadığı insanlara güvendiğini ifade ediyor. Bu oran bir dünya rekoru. Global planda ise bu oran yüzde 25. İnsanların tanımadığı kişilere güvenmesi, hayatı kolaylaştırıp mutluluğu artırıyor. BM Mutluluk Konferansı raporuna göre güvensizlik, mutsuzluk kaynağının en önemli sebepleri arasında. Danimarka’da insanlara güvenin lafta olmadığını, ABD ve Avrupa ülkelerinin tamamında yapılan bir araştırma ortaya koydu. Sokakta ‘kasten düşürülen’ içi para dolu cüzdanla insanların güveni test edildi. Cüzdanda para ile kişinin kimlik kartı da vardı. Çeşitli şehirlerde yapılan test sonunda ortaya çıkan manzara oldukça ilginçti. Danimarka ve Norveç’te cüzdanı bulanların tamamı paraya dokunmadan sahibine teslim ederken, diğer ülkelerde bu oran yüzde 50 civarındaydı. Avrupa’da güvende Danimarka ilk sırada gelirken, son sırada Bulgaristan yer alıyor.


Sosyal güven: İnsanlar, sosyal güven sayesinde, hasta olduğunda tedavi, işsiz kaldığında ekonomik yardım, yaşlandığında bakım endişesi taşımıyor. ABD’de Maryland Üniversitesi’nden Prof. Carol Graham, Danimarka’nın  sosyal güven sistemini yakından inceleyen biri olarak şu tespitte bulunuyor: "ABD’de sağlık sigortası olmayan insanlar, sigortası olanlara göre çok daha az mutlular. Hasta olduğunda her şeyini kaybedecek bir insansan mutlu olman çok zor. Danimarka’da ise sosyal güven sayesinde insanlar ‘Her şeyi kaybedeceğim’ endişesini asla taşımıyor.” Graham, iki ülke insanlarını karşılaştırdığında ortaya yine bildik sonuç çıkıyor. Ekonomik gelir düzeyi düşük Danimarkalılar, ABD’lilerden çok daha güvende bir hayat sürüyor ve daha mutlular. Danimarkalılara yöneltilen ‘Ne kadar mutlusun?’ sorusuna cevap verenlerin sadece yüzde 5’i 5 puan veya daha altında cevap verirken, bu oran Ukrayna ve Bulgaristan vatandaşlarında yüzde 50.


Zenginlik: Atalarımız ‘Para ile saadet olmaz’ demiş ancak mutluluk ile para arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Para tek başına saadetin kaynağı değil ama parasız da mutlu olunmuyor. BM raporuna göre, zengin ülkeler fakir ülkelere göre daha mutlu. Yaşanan ekonomik krize rağmen Danimarka hâlâ kişi başına düşen gelirde dünyanın en iyileri arasında. Danimarka’da yıllık geliri 300 bin kron olanların mutluluk ortalaması 7 olurken, 700 bin kronun üzerindekilerin mutluluk oranı 7,6.

Özgürlük: İnsanların kendi hayatları hakkında karar verebilmeleri mutluluğun mihenk taşları arasında yer alıyor. Dünyanın en iyi mutluluk araştırmacısı olarak gösterilen Rotterdam Erasmus Üniversitesi’nden Ruut Veenhoven, devletin en önemli önceliğinin mutlu bir toplum için çalışmak olduğunu belirtiyor. Bunun şartının da insanların özgürce kendileri için en uygun yaşamı seçmeleri olduğunu söylüyor. Yani devlet veya kurumlar, kişinin özgürlük alanını belirlemeyecek. Danimarkalıların kişisel özgürlüğü anayasa ile güvence altına alınmış bulunuyor. Hiçbir Danimarkalı politik görüşü ve inancından dolayı hapse atılmıyor, hakkında soruşturma açılmıyor. Kişisel özgürlük dokunulmaz olduğu gibi mesken dokunulmazlığı da bulunuyor. Polis evlere izinsiz giremiyor, hiç kimsenin kişinin sahip olduğu malları alma yetkisi bulunmuyor. İnsanlar özgürce istediği derneği kuruyor, toplantı yapıyor, protesto gösterileri düzenliyor. Kanunların çizdiği çerçevedeki özgürlükler sonuna kadar kullanılıyor. BM Mutluluk Raporu’nda şu önemli tespit yer alıyor: "Hayatının akışına kendisi karar veremeyen hiçbir insan gerçek anlamda mutlu değildir.” Bu tespiti hayata geçiren ülkelerin başında Danimarka yer alınca, insanlar da doğal olarak mutlu oluyor.


İş: İşsizlik stres, yalnızlık ve depresyona yol açıyor. Uluslararası mutluluk araştırmacılarına göre, mutluluğun en acımasız düşmanı işsizlik. Avrupa Birliği verilerine göre, işsizlik oranı Danimarka’da yüzde 7. Diğer üye ülkelerin ortalaması ise yüzde 11. Yunanistan ve İspanya’da işsizlik yüzde 25 düzeyindeyken, gençler arasında bu oran yüzde 60 gibi korkunç boyutlara ulaşmış durumda. Danimarkalıların büyük bölümü çalıştığı işinden ve ortamından memnun. 33 Avrupa ülkesinde çalışanlar arasında yapılan maaş, çalışma süresi, kariyer planlaması ve işin içeriği araştırmalarında da Danimarka ilk sırada yer buldu. Yönetici ve işçiler arasında karşılıklı güven, Danimarkalıların işinden memnun olmasını sağlayan etkenlerin başında bulunuyor. Danimarkalılar sevmedikleri işte çalışmaya kendilerini mecbur hissetmiyorlar. Kendisi için uygun olmadığı işi bırakıp daha rahat edeceği bir başka iş bulma imkânının olması mutluluğun diğer bir kaynağı olarak gösteriliyor. Toplumda sınıf farkı olmadığı için insanlar çalıştıkları işe veya mesleğine göre yargılanmıyor, iltifata tabi tutulmuyor. Aldığı eğitime uygun iş bulmada da Danimarka ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi Hollanda, Letonya, Malta ve Norveç takip ediyor.

Demokrasi: Rüşvet ve suiistimalin olmadığı Danimarka politik dünyasında, halkın idarecilere güveni oldukça yüksek. Son genel seçimlere katılım yüzde 88 düzeyinde olurken, politikacılara güvende ilk sırada Hollanda, ikinci sırada Danimarka geliyor. Belediyelerin yetkisi mer-kezî hükümetten daha fazla olduğu için halk ülke yönetimine doğrudan katılıyor. Belediyeler, geneli ilgilendiren bir konuda karar alırken katılımcı demokrasiyi işletip mutlaka halkın görüşünü alıyor. Mesela, bir bölgede yapılacak imar planında değişiklik için halkın onayı şartı aranıyor. Halkın görüşüne rağmen karar alınmıyor. İlköğretim okullarının adı ‘Halk Okulları’ olarak tanımlanıyor ve müdürünü okul-aile birliği üyeleri atıyor. Yuvalarda çocuklara verilecek yemeği veliler kararlaştırıyor.


Sivil toplum: Araştırmacılar sosyal ilişkilerin mutlulukla direkt bağlantısı olduğunu ifade ediyor. Bu ilişki sadece aile bireyleri arasında var olan ilişkiden ibaret değil. Avrupa Sosyal Anketi verilerine göre, 2010’da ailesi, arkadaşları veya meslektaşlarıyla haftada bir gün ‘sosyal ilişki’ kuranların AB genelindeki oranı yüzde 60 olurken, bu oran Danimarka’da yüzde 78. Danimarkalılar, network kurmaya ve gönüllü çalışmalara büyük önem veriyor. "3 Danimarkalı bir araya gelirse hemen dernek kurar.” sözü bir gerçeği ifade ediyor. Ülkede gönüllü hizmet veren 100 bin dernek bulunuyor. 5,4 milyonluk ülkede yılda 2 milyon kişi gönüllü işlerde çalışıyor. Gönüllü faaliyetlere devlet bütçesinden yıllık 135 milyar kron ayrılırken, bu rakam, ülke gelirinin yüzde 10’una tekabül ediyor. Başkalarına gönüllü yardım eden insanlar sosyal ilişkilerini geliştirip yaptıkları yardımdan dolayı mutlu oluyor.


İş-boş vakit dengesi: Danimarkalılar yıllık ortalama 1522 saat çalışıyor. OECD ortalaması ise 1776 saat. Danimarkalıların sadece yüzde 2’si haftada 50 saatten fazla çalışırken, OECD’de bu oran yüzde 9. Danimarkalı çalışanların yıllık 5 hafta, ayrıca çocuğu hasta olduğunda ilk gün izin hakkı bulunuyor. Çalışanların yüzde 25’i mesai saatine kendisi karar verirken, evinden çalışanların oranı yüzde 17. İş-boş vakit dengesinin kurulmasıyla Danimarkalılar ailesine daha geniş vakit ayırıyor. Ev ile iş arasında en az süreyi Danimarkalılar kullanırken, yolda ortalama 27 dakika geçiriyorlar. Mesai saatleri ve çalışma sürelerinden dolayı kendilerine vakit ayırmada ilk sırada Danimarka, son sırada Türkler bulunuyor. Danimarkalılar kendisine uyku dâhil günlük 16 saat ayırırken, Türklerde bu oran 11,7 saat. En geç saat 5’te tüm çalışanlar için mesai biterken, aile akşam yemeğinde bir masa etrafında buluşuyor.


kaynak: aksiyon.com.tr
 
12-09-2014, 14:25
Geri gel