X’ x’ Bu sözlükte kullanılan Laz alfabesinin 33’üncü harfi. Küçükdilsil ovmalı ve fırlatmalı konson (*) fonemini gösterir. [(*) Konson, halk dilinde yanlışlıkla “sessiz” denir. Bazılarına göre “ünsüz”. Lazca fonetiği ve fonolojisinde tek başına hece oluşturamayan fonemi ifade eder.] Uluslararası Fonetik Alfabesi’nde [χ’] şeklinde yazılır. ([x’] olmadığına dikkat ediniz.) Sırf Hopa, Çxala ve Batumi’de konuşulan Lazca diyalektlerinde gözlemlenir. Bu yörelerden göçenlerin torunlarının konuştukları Lazca diyalektlerde de bu fonemi korunmuştur (Akçakoca, Düzce, Sapanca, Yalova vs). Bazılarının iddia ettiklerinin tersine, ve B.Ç.’de de yazıldığının tersine, bu fonem kapantılı değildir. Uluslararası Fonetik Alfabesinde [q] şeklinde yazılan konson ile ilgisi yoktur.


x’a (HP ~ ÇX)(AK) i. [çoğ. x’alepe (HP), x’ayepe (ÇX), x’aepe (AK)] Dal. Ncaz x’alepe guk’vatams. (HP-P’eronit) Ağacın dallarını kesiyor. Ağacı buduyor. Uşkiris x’a hanut’ruxeren. (ÇX-Çxalazeni, ONM) Elmanın dalı kırılmış. X’ayepes meyve çans. (ÇX-Makret) Dallarda meyve var. Mtxirişi x’as ntxolari gilon3axun. (AK-Döngelli) Fındığın dalında kertenkele baş aşağı yapışmış haldedir. Oç’k’omale jolişi x’as xenç’k’eliten gu3’obun. (AK-Döngelli) Kumanya, dut ağacının dalında sepet ile asılıdır. Ncaşi x’a guşap’ç’k’iri do xolo ilimers. (AK-Döngelli) Ağacın dalını budadım, ama yine filiz çıkarıyor. Bere mjolişa kextu do p’eci x’aepes guşaxedun. (AK-Döngelli) Çocuk dut ağacına çıktı da sık dallara saklanarak oturuyor. M3xuli dido niçanu. Ama x’a-muşi nox3aps. (AK-Döngelli) Armut ağacı iyi meyve verdi. Ama dalı çürüyor. Nandidik x’urz*enişi x’a k’ak’alişi ncas nodumers do jin yoçkumers. (AK-Döngelli) Babaannem üzüm dalını ceviz ağacına koyup yukarı doğru çıkarıyor (= gönderiyor). Mtxiri o3’ilu var-uçkin ki boyne x’a gilat’axups. (AK-Döngelli) Fındık toplamayı bilmiyor ki devamlı dalı kırıyor. K’ok’ariten mbulişi x’a muk’ainç’ini. (AK-Döngelli) Çengelli sopa ile kirazın dalını kendime doğru çektim. → ara; ndali; t’at’i[1]; t’ot’i[1]


x’ali (HP ~ ÇX)(AK) i. Boğaz. Boyun. Nok’epe x’aliz gomidumers. (HP-P’eronit) Boğazıma ipliği sarıyor. Ç’ağanaşi k’ibiyiten kolye ikips do x’alis dolik’idams. (HP-P’eronit) Yengecin “dişleri” ile kolye yapıp boğazına takıyor. K’ulanişi x’alis xixit’oni stei ar mutxani ren. (AK-Döngelli) Kızın boğazında gırtlak çıkıntısı gibi bir şey var. Ayşe-dadik pucişi x’alis tok’i gok’irups (= gok’iraps). (AK-Döngelli) Ayşe teyze ineğin boynuna ip bağlıyor. Tok’i x’alis gomak’iren. (ÇX-Çxalazeni, TM) Boynuma ip doluyor. X’alişa yevipşi. (ÇX-Çxalazeni, TM) Boğaza kadar doldum. → ali

[♦ dey. x’ali gilakteri (AK) : Boynu bükük. Talihsiz. Üzgün. Yetim. Dertli.] Andğa x’ali gilakteri mot xer ? Mu derdi giğun ? (AK-Döngelli) Bugün boynun niçin bükük ? Ne derdin var ? Sum 3’aneri bereşi nana doğuru do x’ali gilakteri doskidu. (AK-Döngelli) Üç yaşındaki çocuğun annesi öldü de boynu bükük (= talihsiz) kaldı.


x’alisari (HP) i. Kızılgerdan kuşu. An3’i x’alisari dido ren. (HP-Mak’rial) Bu sene kızılgerdan kuşu çoktur. # Jilendon mu gululun ? / X’alisari t’oroci / Diçiles dikimoces / Kodopskidit çkin xvala. (HP-Limani, anonim) Yukarıdan ne geçiyor ? / Kızılgerdan kuşu / Erkekler de evlendiler, kızlar da evlendiler / Kaldık biz yalnız. → alisari


x’azums/ x’azups (HP ~ ÇX)(AK) EA har.f. [emp.şm.1.tek. p’x’azum/ p’x’azup] Ağacı [aps.] yontuyor. Alik k’et’i x’azups do omç’ipanaps. (AK-Döngelli) Ali çubuk yontuyor da inceliyor. Ğoman mu ikip’t’i ? -  Pi3ari p’x’azup’t’i. (ÇX-Çxalazeni, ONM) Dün ne yapıyordun ? - Tahta yontuyordum. → yazums, p’azums, azums/ azuy; 3xont’umsII

f.-i. ox’azu : Yontma. Yontmak. Kyutuği duzi ox’azu şeni ç’apxu gepçap’t’it. (AK-Döngelli) Kütüğü düz bir biçimde yontmak için çırpı ipi ile vurup işaret verirdik.


x’ini (HP ~ ÇX)(AK) s. ve i. Soğuk. → ini. I. s. Soğuk. X’ini max’u. (HP ~ ÇX) Üşüdüm. Mtviri domtvaşiX’ini renya do t’ot’i muidu. (AK-Döngelli) Kar yağıncaSoğukturdiye uzun külotu (pantolonun içine) giyindi. Jileni x’onaşi lox’a 3’k’ari dido x’ini ren. (AK-Döngelli) Yukarıki tarlanın tatlı suyu çok soğuktur. XasanikX’ini renya do nek’na muizdips. (AK-Döngelli) HasanSoğukturdiye kapıyı içeriden kendine doğru çekip kapatıyor. Xasanis x’ini ax’u do tirtins. (AK-Döngelli) Hasan üşüdü de titriyor. Nana-muşikBeres x’ini var-ax’vasya do sobaşi kenaris iloxunaps. (AK-Döngelli) Annesi Çocuğa soğuk olmasın (= çocuğu üşümesin)” diye sobanın yanına oturtuyor.

II. i. Üşütücü hava. Soğuk. Amseri-ti dido x’ini ren. (HP-Mak’rial) Bu gece de çok soğuk var. Amseneyi x’ini çkar va-miz*iyut’ez. (ÇX-Makret) Bu geceki soğuk hiç görülmemiş. X’iniz abdezi yeç’opinu dido p’at’i en. (ÇX-Makret) Soğukta abdest almak çok zordur. X’ini na-gemz*in şeni nanak daçxeri nun3’aps. (AK-Döngelli) Üşüdüğüm için annem ateşi tutuşturuyor. Ayşalak na-dorgu nergi x’initen diç’veren. (ÇX-Çxalazeni, ONM) Ayşe’nin diktiği fidan soğuktan yanmış.

[dey. x’ini mat’en (AK) : Biri [dat.] üşütüyor ya da soğuk alıyor.] Beres x’ini mat’een do çxundi 3’in3’ups. (AK-Döngelli) Çocuk üşütmüş de burnunu çekiyor.


x’inoba (AK) i. Kış. Zemsku x’inobas ix’vilen. (AK-Döngelli) Karakuş (= karatavuk) kış mevsiminde vurulur. k’işi; inora, ini ora; x’inua


x’inua (HP) i. Kış. [Bugünlerde kişi kelimesi daha çok kullanılır.] → k’işi; inora, ini ora; x’inoba


x’iraps (AK) Eø har.f. Horoz [erg.] ötüyor. Mamulik k’at’t’a ç’umani k’ele x’iraps. (AK-Döngelli) Horoz her sabaha karşı ötüyor. k’iyams, k’riyay, k’iams, k’iyoms/ k’ioms


x’irx’int’i (ÇX) i. Gırtlak. Boğazın iç kısmı. Mu k’ap’et’i uşkiri ren, aya ! X’irx’int’is hogilomoskidu. (ÇX-Çxalazeni, ONM) Ne sert elma bu ! Gırtlağımda kaldı. → xurt’uli; xunç’k’uli[2]-II; xurxi; xoxonç’aII


x’omuri (HP ~ ÇX)(AK) i. Erik ağacı ve onun meyvesi. X’omurişi nca ordo gamiç’aren. (AK-Döngelli) Erik ağacı erken tomurcuklanır. X’omuri imonç’en. (HP-P’eronit) Erik olgunlaşıyor. X’omurik pukiri-muşi ordo muşimers. (AK-Döngelli) Erik ağacı çiçeğini erken çıkarır. X’omuri muinç’en. (ÇX-Çxalazeni, TM) Erik olgunlaşıyor. → omri, ombri, omuri


x’ona (HP ~ ÇX)(AK) i. [çoğ. x’onape] Yerleşim yerinden uzak bulunup otlak veya küçük bahçe olarak kullanılabilen ya da odun gibi gereksinmelerin karşılabildiği çok verimli olmayan arazi. Nam x’ona man momxvadas iya pxaçkaun. (ÇX-Çxalazeni, TM) Hangi tarla bana düşerse onu ekeceğim. Bee-muşi x’onaşen moxtasun deyi çumars. (ÇX-Makret) Çocuğunun tarladan gelmesini bekliyor. Jileni x’onaşen ont’uleşa mik’axtu. (AK-Döngelli) Yukarıki tarladan bahçeye geçti. Jileni x’onaşi lox’a 3’k’ari dido x’ini ren. (AK-Döngelli) Yukarıki tarlanın tatlı suyu çok soğuktur. Babak çkini x’onaşi 3’k’ari xargiten 3’ale giloçkumers. (AK-Döngelli) Babam bizim tarlanın suyunu kanal ile aşağıya gönderiyor. 3’oxle x’onaşa idu do moxtuşi noğaşa igzalu. (AK-Döngelli) Önce tarlaya gitti ve gelince de çarşıya gitti. Berek nana-muşis ilak’iden do x’onaşa nulun. (AK-Döngelli) Çocuk annesinin elbisesine tutunarak tarlaya gidiyor. Doğani, daç’k’induşi x’onaşen ilakteri gilakteri mulun. (AK-Döngelli) Doğan yorulunca tarladan yamuk yumuk gelir. Doğanik x’ona oktaps. Ama uça porça-muşi mjoraten gyaxçanen. (AK-Döngelli) Doğan tarla sürüyor. Ama siyah gömleği güneşten soluyor. Dursunik ok’o tembeli k’oçi ren ki x’onaşa iduna çkar var-içalişeps do boyine ik’alandeps. (AK-Döngelli) Dursun o kadar tembeldir ki tarlaya giderse hiç çalışmıyor ve devamlı oyalanıyor. K’uk’upeşi sersi vognatşi meagnep’t’it ki x’onaşa ç’k’emi meçamuşi ora moxtu. (AK-Döngelli) Guguk kuşlarının sesini duyduğumuzda anlıyoruz ki tarlaya tohum atma zamanı geldi. X’onaşa vit’işi gzas xo3keri ğeci xobz*iri. (AK-Döngelli) Tarlaya giderken yolda gebermiş domuz gördüm. X’ona diçodu. Ama na-doskidu ntxirepe mota-çkimi guik’orobups. (AK-Döngelli) Tarla (işi) bitti. Ama kalan fındıkları torunum topluyor. Babak ğalişi 3’k’ari xargiten x’onaşi duzi yerepes oçkumers. (AK-Döngelli) Babam derenin suyunu kanal ile tarlanın düz yerlerine doğru gönderiyor. → ona


x’opun (HP-Mxigi)(ÇX) Aø har.f. [f.-i. ox’opumu] Hayret edici bir şey [aps.] meydana geliyor. Aşo şeyi x’operet’u-i ? (HP-Mxigi) Böyle şey daha evvel meydana gelmiş miydi ? X’ini (do)x’operen. (ÇX-Çxalazeni, TM) Soğuk olmuş. Mu k’ap’et’i guri x’opun. (ÇX-Çxalazeni, TM) Ne sert yüreği varmış.


x’oropa (HP ~ ÇX)(AK) i. Sevgi. P’ap’ulik mota-muşis x’oropaten xe gulusumers. (AK-Döngelli) Dedesi sevgi ile tornuna elini sürüyor. → oropa


x’oroperi (HP), x’oropeli (AK)(ÇX) s. ve i. Sevgili. X’oroperi ux’onun. (HP-P’eronit) Sevgilisi var. Fadime do Dursuni x’oropeli renan. (AK-Döngelli) Fadime ile Dursun sevgilidirler. Mustafak x’oropeli-muşişen dokiru do guiç’k’ondinaps. (AK-Döngelli) Mustafa sevgilisinden soğudu ve unutmaya çalışıyor. Biç’ik x’oropeli-muşis iluz*i3aps. (AK-Döngelli) Delikanlı sevgilisine tebessüm ediyor. → oroperi; i. culi, gyuli; yari; sevda, sevdali


x’oroponi (HP ~ ÇX)(AK) s. Sevimli. Sevgili. Bozo dido x’oroponi yen. (HP-P’eronit) Kız çok sevimlidir. Dido iz*i3aps şeni x’oroponi bere ren. (AK-Döngelli) Çok güldüğü için sevimli bir çocuktur. → oroponi; sefali[1]


x’orops (HP ~ ÇX), x’orups (HP-Mak’rial), x’orops/ x’orups (AK) ED def.har.f. [Bu fiil sırf emperfektif biçimlerine sahiptir.] Seviyor. Ramizik Xasanis var-x’orops do m3udi mok’idams. (HP-P’eronit) Ramiz Hasan’ı sevmiyor da [Hasan’ın] söylemediklerini yüklüyor. Enverik Siyadetiz dido x’orups. (HP-Mak’rial) Enver Siyadet’i çok seviyor. Aya eşo megaps : Goişik Lazuri nenas dido x’orops. Mendra gzalepeşen akşaya moxteren. (ÇX-Çxalazeni, ONM) Bu öyle görünüyor : Goişi Lazcayi çok seviyor. Uzak yollardan buraya kadar gelmiş. Bibiya-çkimiz dido p’x’orop. (ÇX-Makret) Halamı çok seviyorum. Memetik p’ap’uli-muşis dido x’orops. (AK-Döngelli) Mehmet dedesini çok seviyor. Ermeni do Turkepe artikartis mu-şeni var-x’oropan ? (AK-Döngelli) Ermeni ve Türkler birbirlerini neden sevmiyorlar ? K’at’u do coğorepek arti-majvaras mu-şeni var-x’orupan ? (AK-Döngelli) Kedi ve köpekler birbirlerini niçin sevmiyorlar ? → alimben, aoropen[1]; oroms.

[● Bu fiilin çekimi aşağıdaki tabloda göründüğü gibi tamamen kurallıdır. Fındıklı-Arhavi diyalektlerinde bu fiile denk gelen oroms fiili ise /x’/ fonemi kaybolduğundan dolayı kural dışı olmuştur.]

ergatif öznesi

datif tümleci

ma/ man

çkin

si/ sin

tkvan

emus : entepes

ma/ man


k’x’orop

k’x’oropt

p’x’orop

si/ sin

mx’orop

mx’oropt


x’orop

emuk

mx’orops

mx’oropan

k’x’orops

k’x’oropan

x’orops

çkin


k’x’oropt

p’x’oropt

tkvan

mx’oropt


x’oropt

entepek

mx’oropan

k’x’oropan

x’oropan


x’ox’ore (HP ~ ÇX), x’ox’ori (AK) i. Kabak. Fatmak dik’as x’ox’ore elutasams. (HP-P’eronit) Fatma buğday yanına kabak tohumunu ekiyor. Fatmak dik’as x’ox’ore elurgams. (HP-P’eronit) Fatma buğday yanına kabak fidanını dikiyor. Çiçxu x’ox’oris xami k’ai ni3igen. (AK-Döngelli) Yumuşak kabağa bıçak kolay batar. → k’ast’ane; ore; feli


x’u → ikips


x’uci (HP ~ ÇX)(AK) i. Kulak. Memet’işi nenas x’uci var-meçat. Emuk na-meçu sozişen guikten. (AK-Döngelli) Mehmet’in sözüne kulak vermeyin. O verdiği sözden döner. X’uci-çkimik mi3’iyaps. Ama mu-şeni var-miçkin. (AK-Döngelli) Kulağım çınlıyor. Ama niçin bilmiyorum. X’uci-çkimik mi3’irs. (AK-Döngelli) Kılağım çınlıyor. X’ucişi p’ip’ili çiçxu ix’ven. (AK-Döngelli) Kulağın memesi yumuşak olur. İlknurik x’uci-muşis kyupe dili3’k’ips. (AK-Döngelli) İlknur kulağından küpe söküyor. Fatoşik x’ucis k’ik’inoni kyupe dilik’idaps. Vidali kyupe niçaneps. (AK-Döngelli) Fatoş kulağına çengelli küpeyi takıyor. Vidalı küpeyi sıkarak tutturuyor. Mot-a-memisimin (= mot var-memisimin) ? X’ucik var-gigneps-i ? (ÇX-Çxalazeni, ONM) Bana neden cevap vermiyorsun ? Kulağın duymuyor mu ? → uci[1], uji

[dey. x’uci nat’en : Birinin [dat.] kulağı sağır oluyor.] Odgiyaluten x’uci homemat’u. (ÇX-Makret) Gürültüden kulağım sağır oldu.


x’urams/ x’uraps (HP ~ ÇX)(AK) Eø har.f. [emp.şm.1.tek. p’x’urams/ p’x’uraps] I. İnsan [erg.] (erkek veya kadın) bağırıyor. P’ap’ulik dido zoi x’uraps do mota-muşi doşkurdinaps. (AK-Döngelli) Dedesi çok sert (= kuvvetli) bağırıyor da torununu ürkütüyor. Baba-çkimik ok’o x’uraps ki nana-çkimis mu x’vasinon goç’k’ondinapaps. (AK-Döngelli) Babam o kadar bağırıyor ki anneme ne yapacağını unutturuyor. k’riyayII

+ ux’urams/ ux’uraps ED har.f. Birine [dat.] karşı bağırıyor. Heşo mo-ikip ! Ok’ule baba-skanik dogix’urams. (HP-P’eronit) Öyle yapma ! Sonra baban sana bağırır.

II. Kurt, çakal, köpek vs [erg.] uluyor. → urams; [çakal uluyor] k’riyayIII

III. (AK) Baykuş [erg.] ötüyor. Amseri ololik x’uraps. (AK-Döngelli) Bu gece baykuş ötüyor (= bağırıyor).


x’uri (ÇX) i. Karga. → uri[2]; k’varoci, k’vari[3]; k’arğa; k’vai/ k’vayi


x’urz*eni/ x’urzeni (HP ~ ÇX)(AK) i. Üzüm ağaççığı ile onun meyvesi. X’urz*eni bzapt. P’et’mezi p’atunon. (ÇX-Çxalazeni, TM) Üzüm eziyoruz (ezip suyunu çıkarıyoruz). Pekmez yapacağız. Oput’ez na-ren binexepe x’urz*eni gvobun. (ÇX-Makret) Evin önündeki asmada üzümler asılı. Berek x’urz*enişa var-naç’işinuşi t’ak’oz gedgitun do eşo imxors. (AK-Döngelli) Çocuk üzüme erişemeyince kütük parçasına çıkıyor da öyle yiyor. Jur ç’aba x’urz*eni hop’ç’k’omi. (AK-Döngelli) İki salkım üzüm yedim. X’urz*eni p’3’ilup’t’işi na-guşobun xenç’k’eli melu. (AK-Döngelli) Ben üzüm toplarken asılı olan sepet düştü. Ar p’odya x’urz*eni dop’3’ili. (AK-Döngelli) Bir kucak üzüm topladım. Nandidik x’urz*enişi x’a k’ak’alişi ncas nodumers do jin yoçkumers. (AK-Döngelli) Babaannem üzüm dalını ceviz ağacına koyup yukarı doğru çıkarıyor (= gönderiyor). → urz*eni/ urzeni


x’va (HP ~ ÇX)(AK) i. Alın. Beres x’vas noşkeri nusvi. Toli komat’en. (HP-P’eronit) Çocuğun alnına kömür sür. (Yoksa) nazar değerCumadik x’onas içalişeps do x’vaşen upi o3’urdinaps. (AK-Döngelli) Amcam tarlada çalışıyor da alnından ter akıtıyor. → k’op’a[1]; ofrinditi; ti2; k’va


x’vali (HP ~ ÇX)(AK) i. Peynir. Ar k’vari x’vali. (HP-P’eronit) Yuvarlak bir bakır tabak ölçüsündeki peynir. NanakBelki musafirepe mulunya do x’vali mişaşinaxups. (AK-Döngelli) AnnemBelki misafirler gelirdiye gizli bir yere peynir saklıyor. → vali; peyniri; k’vali, mk’vali (AH-Lome)


x’varums/ x’varups (HP ~ ÇX)(AK) EA har.f. Hadım ediyor. Eniyor. P’ap’ulik xoci-muşi x’varups. (AK-Döngelli) Dedem öküzünü hadım ediyor. → varums/ varuy, k’varums


x’veri/ x’veyi (HP) i. Köryılan. → çori-3’i3’ila; mt’veri[1], mk’veri, k’veri


x’ves/ x’vez → ikips


x’vi, x’vit → ikips


x’vili (HP ~ ÇX) i. I. Kemik. Bulentik x’vili doxums. (HP-P’eronit) Bülent kemik gömüyor. → iliI

II. Kılçık. Çxomi bipxort’işi xurxis x’vili kelema3igu. (HP-P’eronit) Balık yerken kılçık boğazıma battı. → iliII; mxa; ntxa[1]


x’vilums (HP-P’eronit), x’vilups (HP-P’eronit ~ ÇX)(AK) EA har.f. [emp.şm.1.tek. p’x’vilum/ p’x’vilup; emp.şm.2.tek.ö.1.aps.tü. “beni vuruyorsun” mx’vilum/ mx’vilup; emp.şm.1.tek.ö.2. tek.tü. “seni vuruyorum” k’x’vilum/ k’x’vilup] İnsanı ya da hayvanı vuruyor. Vurup öldürüyor. Osmanik, Trangişen var-aşkurinen do k’oçi x’vilups. (AK-Döngelli) Osman Allah’tan korkmuyor da adam vuruyor. → ilums/ iluy/ iloms; [insanı] n3’amums[2]


x’vinçi (HP-Mxigi ~ ÇX)(AK) i. Kuş. Kotumeşi-ti msva uğun. Ama x’vinçepe steyi var-putxun. (AK-Döngelli) Tavuğun da kanadı var. Ama kuşlar gibi uçmuyor. Xes na-dolomokaçun x’vinçi vomt’ini. (AK-Döngelli) Elimde tutulu olan kuşu kaçırdım. → k’inçi, k’vinçi


x’vini (HP) i. [Yaşlılar tarafından nadiren kullanılır.] I. Şarap. → non3’ore; ğvini; şaap’i; şarap’i

II. İçki. X’vini şums. (HP-P’eronit) İçki içiyor.


x’viti (AK) i. Bir tür kek. Yumurta, un, şeker, kuru üzüm, çok az yağ ve fındıktan oluşan katı hamur ile elde edilen kalın olmayan bir kek türü.