Pers imparatoru II.Kuruş'un M.Ö.546 yılında gerçekleştirdiği Lidya seferinden bahseden ve o dönemlerde yaşayan kralların sahip oldukları zenginliklere değinen Plinius, bu zengin krallar arasında Kolha ülkesinin Saulak isimli kralına da yer vermiştir ;"Aietes’in soyundan gelen Kolkhis kralı Saulakes, Suani bölgesinde ve diğer bölgelerde sahip olduğu el değmemiş geniş arazilerde, büyük miktarlarda altın ve gümüş madeni elde etmişti.Onun krallığı ayrıca "Altın post” nedeniyle de meşhurdu.” (Naturalis Historia XXXIII. xv) Arkeolojik bulgular da, Kolha ülkesinde merkezi bir devlet örgütlenmesinin, bu yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış olabileceğini göstermektedir.
Muhtemelen, bu yıllarda güçlü bir krallık çatısı altında birleşen Kolha derebeylikleri, doğu komşuları olan güçlü İran Hahameniş imparatorluğunun sınırları dışında, bağımsız bir devlet olarak varlıklarını devam ettirmişler, ama aynı zamanda İranlılarla yakın ittifak ilişkileri içinde olmuşlardır. Doğu Karadeniz sahillerinde ilk Yunan ticaret kolonilerinin kurulması da yine aynı döneme rastlamaktadır. Bölgedeki en önemli iki Yunan ticaret kolonisi, Trapezus ve Dioskuria, farklı yazılı kaynaklarda geçmişleri daha eskilere dayandırılsa da,gerçekte bu yüzyılda kurulmuşlardır. MÖ.500 ’lü yılların sonuna doğru yazıldığı tahmin edilen, Hekataeus’un Periegeseis isimli coğrafya eserinde de, Kolha ülkesinden ve Kolhalılardan bahsedildiği bilinmektedir. Ancak, bu eserin günümüze ulaşabilen parçalarında, Doğu Karadeniz sahillerinde, o yıllarda var olduğu bilinen Trapezos kolonisi dışında, daha doğuda herhangi bir Yunan koloni yerleşiminden bahsedilmemektedir.
MÖ.481 yılında Yunanistan seferine çıkan Pers kralı Hşayarşa’nın müttefiklerini sıralayan Herodot, bu sefere katılan bir Kolha birliğinden de söz eder. Ona göre Kolhalılar da, ağaçtan yapılmış miğferleri, ham deriden yapılmış küçük kalkanları,kısa mızrakları ve eğri kılıçları ile bu sefere katılan kavimler arasında yer almışlardır. MÖ.440’lı yıllarda yazıldığı tahmin edilen, ünlü ve bir o kadar da tartışmalı eserinde Herodot, verdiği önemli bilgilerin yanında, çelişkili yorumları ve hatalı bilgileri ile tarihçilerin işini oldukça zorlaştırmıştır. Bizzat görmediği halde, Kolha ülkesi ve Kolhalıların kökeni ile ilgili yorumlar da yapan Herodot, kitabının bazı bölümlerinde, muhtemelen isim benzerliği nedeniyle, onları Afrikalı bazı kabilelerle karıştırmıştır.
Elde edilen arkeolojik bulgular, MÖ.5. yüzyılın son çeyreğinde, Kolha kültürünün yüksek bir üretim seviyesine ulaştığını ve merkezi feodalizmin diğer uygarlıklarla karşılaştırılabilecek düzeyde gelişmiş olduğunu göstermektedir.Nispeten izole bir yaşam sürmeye devam eden dağlı kabilelelerden farklı olarak,merkezi Kolha’nın ova kültürü; Yunan ve Pers kültürleriyle güçlü bir etkileşim içinde gelişerek, yabancı Paganist ögeler ile yerli "Güneş tanrı” ve "Ana tanrıça” kültlerinin farklı sentezlerini ortaya çıkarmıştır. Aynı döneme ait Kolha yapımı çanak çömlek ürünlerinin miktarı ve yaygınlığı da, bölgeki ekonomik yapının üst düzeyde gelişimini göstermektedir. Kolha yapımı çanak çömleklere, önemli bir ihraç ürünü olarak, ülke dışındaki topraklarda da rastlamak mümkündür.
Karadeniz’in kuzey kıyılarında Don nehri havzasında yapılan arkeolojik kazılarda, bu dönemlere ait Kolha yapımı çanak çömlek örneklerine rastlanmıştır. Ekonomik ve kültürel gelişimin doğal sonucu olarak gelişen ülkeler arası ticaret,kültürler arası etkileşime de zemin hazırlamıştır. Doğuda İran kültürü ile, Karadeniz sahillerinde Yunan ticaret kolonileri ile kurulan ilişkiler, Kolha kültürünün gelişim sürecinde önemli etkiler yaratmıştır. Bu yıllarda, yerli Kolhalı asilzadelere ait mezarlarda, kendi yazı dilleri olmamasına rağmen Grek harfleri ile ölen kişinin isminin kazınmış olması bu kültürel etkileşimin ilk belirtileridir.Yine bu döneme ait çok sayıda Kolha sikkesi örneklerinin günümüze kadar ulaşmış olması, ülkede merkezi bir krallığın hüküm sürmeye devam ettiğini göstermektedir.Aynı yüzyılın sonunda, Babil bölgesindeki bir savaştan ülkelerine dönmekte olan bir Yunan ordusuyla birlikte bugünkü
Trabzon bölgesinde yaklaşık bir ay konaklayan Ksenofon da bunu doğrulamakta ve o sıralar Phasis bölgesinde "Aietes” soyundan gelen bir kralın hüküm sürdüğünü bildirmektedir.
Güçlü ve bağımsız bir merkezi yönetime sahip olduğu anlaşılan Kolha’nın aynı zamanda da zengin bir ülke olduğu, yine Ksenofon’un notlarından anlaşılmaktadır.
A n t i k Ç a ğ l a r d a Doğu Karadeniz Ahmet Mican Zehiroğlu.İstanbul.1999 Aşağıdaki tarihi harita M.Ö 600-150'li yıllarda Kolchis(Kolhida)devletinin ve o yıllarda Lazların yaşadığı yerlerin sınırlarını göstermektedir.