İsmail Avcı Bucaklişi

Gün anlama günü İsmail Bucaklişi

Gün anlama günü

İsmail Bucaklişi

 

21 Mart Nevroz kutlamalarına sanatçı olarak katıldığı için Niyazi Koyuncu'ya sanal ortam üzerinden tepkiler yağıyor.  

Bunların bazılarına tepki denebilir belki ama bazıları düpedüz saldırı.

Apaçık bir linç girişimi.

Ben bunu 11 Şubat 1999'da, Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödülünü aldıktan sonra Kürtçe bir kaset hazırladığını söylediği için Ahmet Kaya'ya yaşatılanlara benzetiyorum.

Ahmet Kaya linçten zor kurtulmuştu.

Yıllar sonra, saldırganlardan biri "Ben aslında Ahmet Kaya’yı severim, şarkılarıyla büyüdüm” demişti.

O günden bugüne değişen tek şey, linç kültürünün salonlardan çıkıp, kitlesel bir şekle bürünmesi oldu.
Allahtan bu sefer ne hedef sahnede ne de saldıranlar salonda.

 * * *

Ne yapmış Niyazi Koyuncu?

Nevroz kutlamasına katılmış.

Katılmış da ne demiş?

"Birbirimizi anlamamız için aynı dili konuşmamıza gerek yok." demiş.

Lazca şarkı söylemiş.

2004'de ağbisi Kazım Koyuncu gene Diyarbakır’da o platformun üzerindeydi.

"Denizin çocuklarından dağların çocuklarına selam getirdim" demişti.

İşte Niyazi Koyuncu bu ağbinin kardeşi.

O da aynısını yaptı, o da selamımız götürdü.

* * *

Sen misin Lazca şarkı söyleyen! Hadi beraberce linç edelim!

Nasıl olsa facebook denen birşey var. Ne dersen yanında kar kalıyor. Hakaret de edersin, tehdit de.

Profillere bakılırsa saldıranların önemli bir kısmı Laz ve saldırıyı Lazlık üzerinden yapıyorlar maalesef.

Duyan da sanır ki, bu insanlar Lazlıklarına çok düşkünler, dillerine, kültürlerine sahip çıkıyorlar. Gerçek öyle değil elbette. Öyle olsa Lazca bugünkü halinde olmaz, tehlike altında bir dil olarak ölüm kalım mücadelesi vermezdi.

Asıl dert, Lazlığı egemen milliyetçiliğe payanda yapmak. 

Bütün Lazların da kendileri gibi olmasını istiyorlar. Velhasıl, farklılığa tahammülleri yok.

 Neymiş; "Nasıl olur da sen (bir Laz olarak) Türk bayrağı asılmayan yerde şarkı söylersin?"

 Peki, bir etkinliğe çağrılan Laz bir sanatçının ilk yapması gereken etrafta bayrak olup olmadığını kontrol etmek midir?

Bu Laz sanatçılara atfedilen bir görev midir?

Sanatçıların, şarkı söyleyecekleri yerlerde bir savcı titizliği ile etrafı kolaçan etmeleri mi gerekiyor da Niyazi Koyuncu'nun bundan haberi mi olmadı?

Sanatçı çıkar şarkısını söyler. Varsa dağarcığında mesajını verir. Hepsi bu. Etrafta yasalara uygun olmayan bir durum var mı diye incelemek sanatçıların değil savcıların işidir.

 * * *

Ha, diyeceksiniz ki Diyarbakır'a, Kürtlerin kutlayacağı apaçık bilinen bir etkinliğe ne için gittin?

Kürtler kardeşlerimiz değil mi?

Aynı ülkenin insanı değil miyiz?

Pratikte olmasa da, teoride eşit vatandaşlar değil miyiz?

Yoksa biz birbirimizi mi aldatıyoruz?

Kürtlerin organizasyonlarına katılmamamız mı gerekiyor?

Neden?

Neden Kürtlerden uzak duralım ki?

Aynı okulda okuyoruz. Ayni camiye gidiyoruz. Aynı hastanelerde tedavi oluyoruz. Aynı orduda askerlik yapıyoruz da bir sevinci paylaşmaya sıra geldiğinde işin rengi mi değişiyor?

 * * *

Niyazi Koyuncu en doğrusunu yaptı.

Kürtler'in de, Türkler'in de, Araplar'ın da sahiplendiği ve bizzatihi resmi bir kutlama olan Nevroz kutlamalarına katıldı.

Güzel bir Lazca şarkı söyledi.

Ağbisin biraktığı geleneğe uygun bir de mesaj verdi.

Dilden, birbirimizi anlamaktan bahsetti.

 Zira, gün anlama günü.

Gün, herşeye kadir "dil"in en pozitif şekilde kullanılacağı gün.

Kardeşliğe de bu yakışır.

Kardeşliğe değil sadece; insanlığa da bu yakışır.

İnsan’a; barışa, kardeşliğe sahip çıkmak yakışır.

 İnsan’a; artık silahlar sussun, artık gencecik insanların cenazeleri ana babaların yüreklerini yakmasın çığlıklarına kulaklarını sonuna kadar açmak, o çığlığa ses vermek, destek olmak yakışır.

Niyazi, yakışanı yaptı.

Niyazi, insan olanın, yürekli bir sanatçının yapması gerekeni yaptı.

Laz dilinin yaşaması için yıllarını veren biri olarak beni gururlandırdı. Mutlu etti.

 * * *

Barış sürecini yürüten koca bir devlet ve o devleti oluşturan halkın seçtiği bir hükümet duruyor ortada.

Diyarbakır'da da devletin savcısı, hakimi, istihbaratı, polisi, bilumum kamu görevlisi mevcut.

Herhalde, kimilerine bütün bunları pas geçip, gencecik bir sanatçıya yüklenmek daha kolay, daha az riskli geliyor!

 Otuz yıldır kan ağlıyor bu topraklar.

Anadolu'nun bu denli uzun bir süre acı çektiğini ben tarihte okumadım.

Artık yeter!

Zaman, gerçek anlamda kardeş olabilmek için çabalama zamanı,

Zaman kardeşliğin ne olduğunu anlama zamanı.

Emojiye tıkla - Yorum yap - Paylaş
Bu içeriği Sosyal Ortamda Paylaş

Bu haberi okuyanlar aşağıdakileri de okudu



KAZIM KOYUNCU ÖLÜMÜNÜN 13. YILINDA MEZARI BAŞINDA ANILDI
Videolar
KAZIM KOYUNCU ÖLÜMÜNÜN 13. YILINDA MEZARI BAŞINDA ANILDI

KAZIM KOYUNCU MEZARI BAŞINDA ANILDI Sanatçı Kazım Koyuncu ölümünün 13. yılında mezarı başında anıldı.

Kazım Koyuncu'nun son mektubu ortaya çıktı
yasam saglik
Kazım Koyuncu'nun son mektubu ortaya çıktı

2005 yılında uzun yıllar mücadele ettiği kansere yenilerek hayatını kaybeden Karadeniz'in "Şair Ceketli Çocuk"u Kazım Koyuncu'nun nişanlısı Gönül Bozoğlu'na yazdığı son mektubu

Kazım Koyuncu, Mezarı Başında Anıldı
Haber
Kazım Koyuncu, Mezarı Başında Anıldı

Ölümünün 10. yılında dostları ve sevenleri Kazım Koyuncu’yu unutmadı….

"Denizin Asi Çocukları" Kazım Koyuncuyu Anacak
Artvin Hopa (Xop'e)
"Denizin Asi Çocukları" Kazım Koyuncuyu Anacak

Artvin Hopaspor taraftar grubu Denizin Asi Çocukları, 25 Haziran 2005’te aramızdan ayrılan Kazım Koyuncu’yu anmak için bir dizi etkinlik düzenliyor.

Paluri Arzu Kal ile Lazca söyleşi
Videolar
Paluri Arzu Kal ile Lazca söyleşi

Avukat ve Yazar Paluri Arzu Kal Demirci ile Kazım Koyuncu ve Laz yemekleri kitabı üzerine Lazca konuştuk.

'Kazım Koyuncu'nun adını tabelalardan sökebilirsiniz ama kalplerden sökemezsiniz!'
Kültür / Sanat
'Kazım Koyuncu'nun adını tabelalardan sökebilirsiniz ama kalplerden sökemezsiniz!'

Rize Fındıklı ilçesindeki parkın adının belediye meclisi tarafından Atatürk Parkı, içinde bulunan bir bölüme de Kazım Koyuncu Kültür ve Sanat evi olarak değiştirilmiş, ardından

Gişiş yap yada ücretsiz üye ol

İçerik Takvimi

Rize nöbetçi eczaneleri
HANGİ BELEDİYEYİ DAHA BAŞARILI BULUYORSUNUZ?