Lazca Tv Yayını ve Lazların Umudu
Geçtığımız sonbaharı Lazona’da geçirdim. Güneşini yağmurunu ruhumda hissederek, toprağın yağmur sonrası kokusunu içime çekerek. Yeşilin envai çeşit tonunun farkına varıp, ilgi ile izlemek sevdiğim diyarı. Adeta bir yenilenme gibi geldi bana. İstanbul’a dönmek zorunda olduğumda yine lanetleyerek şehir yaşamlarını ayrıldım toprağımdan.
Babamın hastalığı nedeni ile kasım ayını İstanbul’da geçirdim. Bir kez daha şehir yaşamına ne kadar yabancı olduğumu anladım. Bir kaç güzel etkinlik ve Laz kültür Derneği’ndeki ( LKD ) ‘Yürekli Bir Laz Kadını- Bedia Xala’ kitabımın kahramanı Bedia Xala ile birlikte yaptığımız söyleşisi İstanbul günlerimi dayanılır hale getirdi diyebilirim.
Dortmund’daki yaşam alanıma döndüğimde anlaşılmaz bir sevinç yaşarım. Kadın olarak özerkliğimi kazandığım bu şehirin her köşesi aynı zamanda derin Lazona özlemleri ile bezenmiş. Sanırım bu Ruhrhavzası şehirinde onyıllarca yaşamasaydım bu kadar yazamazdım anadilimde. Yazıdilini yeni pekiştirmekte olan Anadilim Lazca yazma serüvenimin merkezinde, yaşamıma anlam katan bir güzellik olmazdı.
Mendranoba monç’arapams komişkun! / Uzaklık yazdırıyor bana biliyorum.
Sonbahar sonu Dortmund günlerime alışmakta iken, çalışma arkadaşım, LAZEBURA e.V ‘nın yeni Başkanı, Mahir Yıldız’in telefonu beni yarına dair umutlandırdı. ‘Abla Gelişim Tv, 24 saat Lazca Yayına geçiyor’. Bir süre duraksadım, duyguğumun gerçek olup olmadığını düşünerek.
Evet Gelişim Tv, Ardeşen’deki Yerel Televizyon, tam gün Lazca Yayına geçmek için karar aldı. Bu Lazları sevince ve umuda boğan haber, aslında
Laz Kültür Hareketi’nin vardığı aşamanın bir göstergesidir.
Sonbahar 1984 de Lazuri Alfabe bröşürünü Wolfgang Feurstein hoca ile birlikte Lazebura Çalışma Grubu adına bastırdığımızda, Lazlar açısından, Anadilimiz için önemli bir sürecin başlangıcı olduğunu belki de bilmiyorduk. Ancak Anadilde yazma olanağını kazanmamız sadece Türkiyeli Lazları değil yöremizin komşu kültürlerini de pozitif olarak etkileyecek verimli bir adım oldu.
Bir süredir Hemşinli Kültür Aktivistleri kendi kültürleri üzerine çalışmaya başladılar. Hatta Apolas Lermi örneğinde olduğu gibi, Anadili Karadenizin en eski dillerinden olan pontus dilinde şarkılar duymaya bile başladık. Bu olumlu etkileşim yöremiz halklarının kardeşçe birarada yaşamasının bir ifadesi olarak bizleri sevindiriyor.
Bu gün Laz Dili ve Kültürünün yaşaması için özveri ile çalışan bir çok Dernek, Grup, Çevre, İnternet Platformu, Laz Kültür Hareketi’nin çok yönlü yapısını oluşturuyor.
Bu alanda merkeziyetçi bir örgütlenme olmadan, otonom çevrelerin aynı doğrultudaki çalışmalarının görüyoruz. Bir çok dernek kuruldu.Onlarca kitap basıldı. Bir çok müzük grubu Lazca ve yöre dillerinde, Gürcüce, Hemşince, Pontusca, Karadeniz şivesi ile Türkçe, müzük yapıyor.Gençler tulum çalmayı öğrendi. Gençkızlar tulum çalmaya başladı.Ve bir çok değerli müzik albümü elimizde. Bu emeğin ürünlerini internet ortamında da izlemek mümkün.
Birbiri ile ortak çalışmada başarılı olmasalarda bu otonom çevreler aynı amaç için özveri ile çalışmaktadır. Aynı Derelerimizin Karadenize doğru akması gibi.
Anadillerin ve halkların kültürlerinin yarşaması ve yarına taşınması için adeta bir imece var.
Bu Kollektif Emek olmasaydı, bugün Gelişim Tv Lazca Yayına geçme kararaını alma koşulları bulamazdı. Son 30 yıldır yöremizin geçirdiği kültürel yenilenme bir Lazca Tv nin altyapısını oluşturdu.
Bunun da ötesinde Anadolu Halklarının özellikle Kürt Halkının kendi özgürleşme mücadelesi, genelde yöremizi dolayısı ile Laz halkının Anadiline ve Kültürün sahip çıkmaya başlamasında bir olumlu etki yaratmıştır. Bu alanda yaşanan süreci değerlendirecek olursam: Kürt halkının kendi mücadele biçimleri birebir örnek alınmadan, kendi coğrafuamızın gerçeğine göre, şiddet karşıtı, bir direnç biçimi ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bir Kültür Hareketinden söz eder olduk.
Gelinen aşama, ülke genelindeki siyaset ile de son derece alakalı. Her nekadar Erdoğan Hükümetinin Anadiller ve Halkların Kültürlerine dair politikası kesinlikle demokratik olmasada, kimi reform adımları toplumsal gelişmenin önünü açmaktadır. Bu reform adımları aslında Avrupa Birliği sürecine endeksli olsada, pratikde fazlası ile pozitif bir etki yaratmaktadır.Örneğin Lazca’nın Seçmeli Ders olarak ifade edilmesi bile, Laz halkında bir rahatlama etkisi yaratmıştır.Oysa biliyoruz ki uygulamada Lazca Seçmeli Derse engel olanda kendileridir..
Lazca Tv yayını da bir reform olacaktır. Anadilimiz Lazca için halkımız içinde sonderece olumlu bir etki olacaktır. Bunun da ötesinde Lazca’nın yeniden canlanmasına olanak hazırlayacaktır. Özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik yapılacak programlar dilimiz açışından yaşamsal bir öneme sahiptir.
Bir Halkın Anadili engellendiğinde, toplumsal hafızası da dondurulur. Bir insanın bitkisel hayat yaşaması gibi bir durum bence. Anadilde Tv Yayını bu
dondurulmuş hafızayı yeniden yaşama kazandıracak kadar önemli bir etki yaratabilir.
Tv Yayınlarında işlenecek içeriğin yöre gündemine göre hazırlanması ise bir diğer önemli konu. Halkın yayınlarda kendini bulabilmesi için halkın yaşadığı toplumsal sorunların Tv Programlarında işlenmesi gerekir. Örneğin yörede HES lere yoğun bir tepki varken, bu konuların ele alınmaması Halkın Tv Yayını Lazca olsada kendini ifade edememesi demek olacaktır.
Geçtiğimiz Sonbahar Lazona’da geçirdiğim haftalarda önemli bir gözlemim oldu. Aslında Laz Halkının gündemini belirleyen Çay Üretimine dair sorunlardır. Kadınlarımız adeta günün tümünü Çay daki kota, çayda taban fiyat gibi üretime dair sorunları konuşmakla geçiyor. Lazona’da üretim nerde ise hala Kadınlarımızın üzerinde.
Ve derelerin satılması olarak özetlenen HES ler meselesi, Halkın yediden yetmişe ayağa kalktığı, sahil şeridindeki eylemlilikleri belirleyen bir mücadele alanı.
Lazca Tv. Lazona’nın bu iki can alıcı sorununa değinmese, kendi toprağına yabancı bir yayın olur. Lazca şarkıları ve parodileri Tv den izlesekde bu böyle olacaktır. Tv Yayını, Lazca üzerine bir nostalji yapacak ise Laz halkının toplumsal yaşam mücadelesine dair sözü olmayacak ise şu an taşıdığımız umut maalesef yarım kalacaktır.
Benim Lazca Tv yayınından beklentim budur.
Bu çerçevede şahsen bana düşecek her mütevazi göreve hazır olduğumu belirtmek istiyorum. Lazcanın yazı dilinin gelişme sürecini onyıllardır izleme şansı olan biri olarak, bu önemli adımda Gelişim Tv’ye başarılar diliyorum.
Selma Koçiva
8 şubat 2013 , Dortmund
www.lazca.org
Bu haberi okuyanlar aşağıdakileri de okudu
Selma Koçiva kitapları
1962 Rize Ardeşen doğumlu. 1979 yılında Almanya'ya gitti. Dortmund'da sosyal pedagoji okudu. Almanya'da yayınlanan Parpali (kelebek) dergisinin yayın kurulunda yer aldı. 1992
7 KASIM LAZCA DİL GÜNÜ
7 Kasım Lazca Günü Laz Kültür Derneği, Pazarlılar Birliği Derneğin'de Lazca Dil Gününü kutlandı. İstanbul Laz Kültür Derneği 7 Kasım Dil Günü'nü kutladı Lazca ana dil günü olarak
Hopa ve Lazları Anlatan Yeni Bir Kitap “Bedia Xala/ Guroni ar Lazi Oxorca”
Son Okuduğum kitap, "Bedia Xala/ Guroni ar Lazi Oxorca” (Bedia Xala/ Yürekli Bir Laz Kadını”). Kitabın yazarı Selma Koçiva. Kitap, yakın zaman önce "Kaldıraç”tan çıkmış. Anı
23 YAŞINDAKİ ÖZHAN'IN HAYALİ SIĞIRLARI (TÜRKÇE ALT YAZI)
Arhavi, Lome (Yolgeçen) köyünde yaşayan Özhan Tektabak, henüz 23 yaşında. Kazanmış olduğu Güzel Sanatlar Fakültesi'nden vazgeçip adeta şehri reddederek İstanbul' dan köyüne dönen
Birkaç Lazca Kokan Kitap
LAZCA KOKAN BİRKAÇ KİTAP HAKKINDA Ramazan Kosanoğlu Klemurishi Lazca gibi yok olma tehlikesi altında olan dillerin bireysel çabalara terk edilmesi dilin ölmesini beklemektir. Bir
TÜRKİYE'DE FAALİYET GÖSTEREN LAZ DERNEKLERİ
Lazları temsilen dil, kültür ve kimlik alanında faaliyet gösteren Laz dernekleri Bu sayfada Laz derneklerinin internet siteleri, Laz derneklerinin adresleri ve Laz derneklerinin