LAZONADA BAHAR ŞENLİĞİ
PAGARALAR
Sadece bizim olanlarla yatıp kalkmak, övünüp dövünmek ne kadar eksiklikse, ne kadar yanlışsa; bizim olmayanları bizim yapıp, bizim olanlardan habersiz kalıp yaşamak da o kadar yanlış olur.
Bahara iyice ısındığımız şu günlerde sözlerime bir bahar temasıyla başlamak istedim. Lazona’da baharın pagaralarla karşılanmasını işleyeceğim bu yazının sonrasını cemrelerin ardından oluşan yaza hazırlık ritüelleriyle sürdürmeyi düşünüyorum.
Aslında her yıl bahar yaklaştığında gündemimize oturan Nevruz tartışmaları sürerken, ben kendimi çocukluk yıllarımın Lazonasında guguk sesleri içinde kâh inek otlatırken, kâh pagaralardan atlarken bulurum. Yani Nevruz ile çocukluğumun arasında kendimi alıkoyamadığım böyle bir ilişki oluştu.
Nevruz ve Pagaralar
Bilmeyenler için yazımızın konusu olan ‘pagara’nın anlamını açıklamak gerekiyor. Pagara kelime olarak "alevleri büyük ateş” anlamına gelmekte. Geçmişte Lazona’da da Nevruz ateşi gibi ateşler yakılırdı. O yıllarda tabii ki Nevruz hakkında bir bilgimiz yoktu. Adını bile duymamıştık. Ne zaman ki ülkemizde Nevruz sorunu başladı, yavaş yavaş benim de pagaralara ilgim arttı. Bizim yaktığımız ateşle acaba Nevruz’un bir ilgisi olabilir miydi? İkisinde de ateşler yakılıyor, ikisinde de haykırarak üzerinden atlanıyor. Dahası acaba başka hangi toplumlarda aynı tema üzerine yürütülen gelenekler vardı? Pagaraların nevruz gibi belli bir günü olmasa da iki ateşin de baharın ilk günlerinde yakılması, ikisinin de üzerinden atlanması ve atlarken aynı şekilde haykırılması bir rastlantı mıdır? Tabii bizim pagaraların kaç yıllık bir gelenek olduğunu ve nevruz ateşi gibi evrensel bir anlamının olup olmadığını bilmiyoruz henüz. Bize göre asıl tema, kış boyunca yatan insanların doğanın uyanışıyla sıkı bir iş sezonuna hazırlık yapmasıdır.
Yaza Hazırlık
Geçmişte Lazona’da baharın ilk günlerinde en büyük iş tarlaları kazımaya hazırlamaktı. Mart sonları tarlaları sulayan harkların suyunun kesildiği ve tarlalar iyice kuruduktan sonra da kıştan beri ahırda tutulan hayvanların dışarı çıkarıldığı zamandır. Tarlaların bellenip kazılmasında öküzler de kullanılırdı ama büyük çoğunluk bu işleri imece ile yapardı.
Tarlalarda iyi ot olurdu ve inekler kıştan beri ahırda olmanın verdiği iştahla otlayıp karınlarını doyururlardı. İneklerin otlatılması genelde çocukların işiydi. Aylardan beri kapalı kalan inekler dışarı çıktıkları ilk günlerde sevinçlerini belli eden delilikler yapıp otlamaktan daha çok yeni ayaklanmış danaları ile birlikte koşuşurlardı. Çocuklar da inek ve danaların bu haylazlıklarına eşlik etmekten geri durmazlardı. Böylece baharın ilk günleriyle kucaklaşıp tadını çıkarırken bir yandan da kazılacak tarlada inek otlatılıp otlar zayi edilmezdi.
Hem İş Hem Eğlence
Tarlaları kazımaya başlamadan önce iyi bir temizlik yapmak gerekiyor. Geçen yıldan kalmış mısır saplarının kesilip toplanması ve inekleri otlatıp otların temizlenmesi kazıma öncesi yapılması gereken işlerdir. Bu iş çocuklar için bir oyun sayılırdı. Çünkü işin sonunda pagara ateşleri yakmak bir eğlenceydi. Toplanan mısır sapları üst üste yığılıp, yığınlar halinde yakıldığında büyük alevli pagaralar olurdu. Çocuklar en büyük kimin pagarası olacak diye aralarında yarışma yaparlardı. Sonradan da pagaranın alevleri üzerinden atlamaca oynarlardı. Alevlerin üzerinden atlarken "auuu...hihihi"diye bağırırlardı. Lazonada her evin tarlasında beş-altı pagara olurdu. Pagaranın alevleri yükselince inekler de şaşkın şaşkın bakıp koşuşurlardı.
Eskilerimiz, çocukların pagara ile ilgili konuşmalarının bir-iki hafta boyunca sürdüğünü rivayet ederler. En büyük pagara kiminki idi dilden dile dolaşıp, köyde herkes tarafından bilinirmiş. Kimi zamanlar da, büyük pagara yakmak için çevre çocukları yardımlaşırmış. Pagara tutuşturulduğu zaman alevler karşı ve aşağı mahallelerden görünürmüş. İşte o zaman çevredeki tüm çocuklar birikip teker teker üzerinden atlarmış.
Lazlardaki pagara geleneğinin yalnızca eğlence amaçlı olmayıp bir yandan iş yapıldığını vurgulamak yararlı olacaktır. Tarlanın temizlenmesinin yanı sıra pagaralardan sonra kalan küller de salatalık, kabak ve fasulye ekilen ocaklarda gübre olarak kullanılırdı. Lazlarda günlük işlere dini bayramlar dışında ara verilmez. Tüm eğlence gelenekleri, ya iş saatleri dışındadır ya da iş amaçlı yapılan eğlencelerdir.
Günümüzde mısırın yerini çayın almasıyla Lazona’da pagara ateşlerine pek rastlanmıyor desek yanlış olmaz. Şu an Lazona’da pagara ateşleri yerine çay tarlaları budanmakta ve budanmayan çayların da gübrelenme işleri yapılmaktadır. Zira Mayıs ortalarında sıkı bir çay sezonu başlıyor.
Yerel Manevi Kültür Mirası
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2010 yılında nevruz şenliğini ‘Dünya Nevruz Bayramı’ olarak ilan etmiş ve Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne almıştır. Birleşmiş Milletlerin bu kararını takdir ve sevinçle karşılarken biz de kendi kültürel değerlerimizi Yerel Manevi Kültür Mirası Listesi’ne alamaz mıyız diye sormak istiyorum. Yaz boyunca bölgemizde birbirinin tekrarı gibi adım başı festivaller yapılmaktadır. Yörenin ürününden, renginden ve dokusundan adını alan festivallerin yerelliği isimlerinde kalmamalı. Sadece bizim olanlarla yatıp kalkmak, övünüp dövünmek ne kadar eksiklikse, ne kadar yanlışsa; bizim olmayanları bizim yapıp, bizim olanlardan habersiz kalıp yaşamak da o kadar yanlış olur.
Bir sonraki yazımda yaza hazırlık ritüellerinde buluşmak umuduyla.
Kâmil AKSOYLU TOROCİ
Bu haberi okuyanlar aşağıdakileri de okudu
MUHTEŞEM DOĞA GÖRÜNTÜLERİ
Rize’nin yüksek kesimlerinde bahar mevsimi yaşanırken, beklenmedik kar yağışı doğada eşine as rastlanılır bir görsel ziyafet oluşturdu. Rize’nin yüksek kesimlerinde bahar mevsimi
LAZ KÜLTÜRÜNDE BAHAR RİTÜELLERİ (2)
Kâmil Aksoylu Toroci Karadeniz’in verimli toprakları tarih boyunca yüzlerce kültüre ev sahipliği yapmış olup, kimilerinin izleri kalmasa bile onlarcasını günümüze kadar
LAZ KÜLTÜRÜNDE BAHAR RİTÜELLERİ
Ülke genelinde derin yaralar açan SOMA faciasının ardından gündemden uzaklaşıp başka konulara odaklanmak bir hayli zor. Facianın yasını tutarken şu da bir gerçek ki herkes için
ANADİLİNDE EĞİTİM BİR BAŞKA BAHARA MI?
ANADİLİNDE EĞİTİM BİR BAŞKA BAHARA MI? Kâmil Aksoylu Bu yazımızın konusunu “Demokratikleşme Paketi” diye duyurulan AKP iktidarının uygulamaya koyacağı yeni kararlara ayırdık.
Lazlar el ele vermeli
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren "Yaşayan Diller ve Lehçeler” adı altında Lazca seçmeli ders kapsamına alındı. Bu kapsamda 5-8 sınıfında
tek ses olarak muhatap olamadığımız müddetçe bizim bu seslenişlerimiz sadece çatlak birer ses olarak yankılanır
Bu sorunları yıllardır dile getiriyoruz. Tekrardan dile getirilmesi, konuyu sıcak tutmak açısından önemli olduğu kadar bu konuya ilgi duyanların artması ve onların da heyecan