Bu yazıda, Murat Ümit Hiçyılmaz’ın “Tapu-Tahrir Kayıtlarında Pazar-Ardeşen Bölgesi” adlı makalesi üzerinde duracak, makalede gördüğümüz yanlışlıkları göstermeye çalışacağız.
Murat Ümit Hiçyılmaz makalesinde, Rize’nin Pazar (Atina), Çamlıhemşin (Vija) ve Ardeşen (At̆aşeni) ilçelerindeki köy isimleri üzerinde durmuştur. Bu yöredeki yer isimlerinin bilindiği üzere Osmanlı'nın son dönemleri ve cumhuriyetin ilanından sonra binlerce yıllık toplumsal hafızayı içinde barındıran yer isimleri Türkçeleştirildi. Fakat Lazlar günlük yaşam içinde yer isimlerinin orijinal hallerini kullanmaktadırlar.
Şu bir gerçektir ki; bölge halkı Türkçeleştirilen isimler anıldığında eski ismini sormadan edememektedir. Bu durum yerli halkın bir emrivaki ile değiştirilen yer isimlerini benimsemediğini göstermektedir. Nitekim
değiştirilen isimlerin orjinalleri ile tekrar değiştirilmesi çabaları
gözlenmektedir. 2015 yılında Komilo köyünün orijinal ismi resmiyete kavuşmuştur.[1] Murat
Hiçyılmaz’ın yazısında[2] isimlerin orijinal ve Türkçeleştirilmiş biçimleri yer almaktadır.
Lazcanın Türk ve Osmanlı alfabesi ile yazılmasının zorluğu açıktır. Burada örneklerini verme gereğini duymadığımız Lazcadaki kimi seslerin sözü edilen alfabelerde karşılığı bulunmamaktadır. Biri bu alfabeler ile bir yazı kaleme alacaksa ek harfler kullanmak ve bunun için Lazca bilmek, fonetiği hakkında bilgi sahibi olmak zorundadır.
Osmanlı devletinin Tapu tahrir defterleri[3] ve Avarız defterinde[4] yer adları, kişi ve sülale isimleri, hane sayısı, nüfus, dini inanç durumu gibi birtakım ibarelerin bulunması bölgenin geçmişi ile ilgili bilgileri günümüze taşımaktadır. Fakat Lazcanın yazımı ile ilgili yukarıda söz ettiğimiz nedenlerden dolayı bu kayıtların alınışı, yapılışı ve okunuşu sırasında büyük yanlışlıklar göze çarpmaktadır. Murat Hiçyılmaz’ın yazısında gerek yazım, gerekse okuma ile ilgili yanlışlıkların yapıldığını tespit ettik. Biz bu yazımızı, yapılan yanlışlıkları ortaya koymak üzere kaleme aldık.
Söz konusu makalenin yazarı hakkında kısa bir biyografik bilgi vermekte fayda görüyoruz.
Murat Ümit Hiçyılmaz, yayınevinin web sitesinde yayımlandığına göre[5] 1981 Rize’nin Pazar ilçesinde doğdu. İlkokulu kendi köyü olan Başköy’de, ortaokulu Yücehisar köyünde, Liseyi Pazar Lisesi’nde okumuştur. Üniversiteyi de 19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği bölümünde tamamlamıştır. 2007 yılında Ümraniye Belediyesi’nde mühendis olarak memuriyete başlamış; 1,5 yıl sonra ÇAYKUR’a geçiş yaparak memleketine dönmüştür.
Yine bu sitede belirttiğine göre bu yıllarda yöre tarihine ilgi duymuş ve yerel tarih araştırmalarına koyulmuştur. Özellikle yörede bulunan sülalelerin tarihleri ve Osmanlı döneminden kalma mezar kitabeleri ile ilgilenmiştir. Halen ÇAYKUR’da çevre mühendisi olarak memuriyetine devam etmekte olan Hiçyılmaz, evli ve iki çocuk babasıdır.
Makale yazarı Osmanlı arşiv belgelerini inceleyerek yöre tarihine katkıda bulunmakta, yer adları, kişi adları, sülale isimleri gibi konulardaki dil malzemelerinin gün yüzüne çıkmasını sağlamaktadır. Bu açıdan yaptığı çalışmalar takdire şayandır. Bu anlamda yazar toplumu bilgilendirmek gibi bir misyon üstlenmiştir.
2014 yılının Ekim ayında Meǩalesǩiriti muhtarı Mehmet Kesici, Meǩalesǩiriti Köyündeki çalışmalarında Murat Hiçyılmaz’a yardım etmem için benden ricada bulundu. Kendisini bu sayede tanıdım.
25 Ekim 2018 tarihli Kaçkar53 adlı web sitesinin köşe yazısında Laz köylerinden söz
ederken Osmanlı kayıtlarında yeri belli olmayan isimler geçtiğini
söylediği isimlerin günümüzdeki Laz köyleri olabileceği iddiasında
bulundu. Yazar ilgili makalesinde ve daha önce yazdığı “Çamlıhemşin Seyahatnamesi” adlı kitabında ve yazılarında , “teyide muhtaçtır”
gibi ibareler sıklıkla kullanmakta, kendi fikri olduğunu ancak kesin
olmadığını yazmaktadır fakat cümle sonunda “kuvvetle muhtemel”, “kanımca” gibi cümleler
dikkat çekmektedir.
Yazar kendi makalesinde sıklıkla şu ifadeyi kullanmaktadır;
“Bu yer adı da, ilk kez duyulan ve neresi
olduğu tahlile muhtaç olan yer adlarındandır.”
Makalede 47 yer ismi anılmaktadır. Bunlardan 29 tanesinin, elinde olduğunu söylediği Osmanlı belgelerini kullanarak
ve tabii ki kendi yorumlarını katarak analizini yapmaya çalışmaktadır. Yazar
yazısında söz ettiği Osmanlı belgelerine makalede yer vermemiş ve onları
referans göstermemiştir.
Bu yüzden onları bulup inceleme ve yazarın verilerini teyit etme şansımız yoktur. Ancak biz yine de yazıda belirtilen yer isimlerine ve onların günümüze kadar kullanılagelen şekillerine bakarak yapılan yanlışlıkları ortaya koymaya çalışacağız. Buna geçmeden önce yazarın Ğvandi ve Meǩalesǩiriti köyleri ile ilgili yaptığı yorumlara, somut bir örnek olduğu için değinmekte yarar görüyoruz.
Makalesinde Murat Hiçyılmaz,
“Çarçivat: Bu yer adı ilk bakışta Pazar’ın Cacivat (Akmescit) köyünü andırsa da, kayıtlarda Ardeşen tarafının köyleriyle yazılmış olmasından ve muhteviyatındaki aile adlarından aslında Ğvant (Çayırdüzü) köyünün kast edildiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki kayıtlarda bu köyde Hacit adlı bir ailenin oluşu, günümüzde bu köyde “Hacit” adlı bir mevki adıyla örtüşmekte; ayrıca Ğvant’ın en kadim ailelerinden Kaçalinoğlu ailesinin eski adı olan Koput isminin tapu-tahrir kaydında geçmesi, Carcivat adlı bu yerin Ğvant olacağı ihtimalini güçlendirmektedir.” demektedir.
Ğvandi köyünde Hacit diye bir sülale yoktur. Hacit diye bir yer ismi de
yoktur[6]. Yalnız Çayırdüzü köyünde Xaç̌iti diye bir yer ismi vardır. Hiçyılmaz’ın sanırız Hacit diye kastettiği isim bu olsa gerek. Ayrıca yukarıdaki alıntıda Koput adlı bir sülalenin var olduğundan bahsedilmektedir. Böyle bir sülale yoktur. Koput diye bir aile de yoktur. Makalede geçen yer
isimlerinin telaffuzu bir Hemşinlinin telaffuzudur. Sadece Ǩop̌idi
adında bir aile vardır ki, 2006 yılında bu ailenin en büyüklerinden biri olan
Şaban Kaçalin ile görüşmemizde kendisinin 105 yaşında olduğunu belirtmişti.
Köye ilk yerleşimi ve ǩop̌idi kelimesinin nereden geldiğini
anlattı. O anlatımın ses kaydı bizde bulunmaktadır. Elimizdeki ses
kaydının ilgili bölümünün transliterasyon yaptık. Yaklaşık 3 saatlik
görüşmenin ǩop̌idi kelimesi ile ilgili olan bölüm aşağıdadır.
Ğvandi köyündeki 2 s. 58 dakikalık ses kaydının[7] 00:59-2.02 sn. Arasındaki konuşmada “Ǩop̌idi” soyadının nasıl geldiğine ilişkin hikaye şu şekilde anlatılmaktadır.
-Si mi giǯomenan dayi? Si mi or, mi or? (Sana kim diyorlar dayı? Sen kimsin? Kimsin?)
-Mi giǯomeran si? Ğvandi sǩanişeni mu giǯomeran? (Çayırdüzü köyünde sana ne derler?
-Ǩop̌idoğli it̆unan çoği. (Köyde Ǩop̌idoğlu derler)
-Ǩop̌idoğli it̆unan. (Ǩop̌idoğlu diyorlar)
-Ho. Çoyi jin Ǩop̌idoğli ti ar kortu nondişi ǩop̌idepe ikumt̆u do t̆eǩneşi macida himdo t̆axt̆adan idi da ağaçtan idi t̆eǩne nondişi vit̆urte… (Evet köyde yukarıda Ǩop̌idoğlu da bir(i) vardı şeyin ǩop̌idiler yapıyordu da tekne masa o zaman tahtadan idi da ağaçtan tekne şeyden diyoruz…)
-Mu? (ne? (diyorsunuz)
-Sağra vit̆urte sağra baǩirişi naonşeni saxra vit̆urt macida. (Sağra diyoruz sağra bakırdan olduğu için sağra diyoruz masa(ya)
-Ha (ha)
-Ǩuçxepe meçaneri nondi macida işte him ikumt̆u. (Ayaklı olan şey masa işte onu yapıyordu.
-Bir adamun biri de bir adami idi da şey cendi (Bir adamun biri de bir adami idi da şey kendi)
-Lazuri t̆ǩvi na t̆ǩvare. Turkuli moit̆ur. Nagaxenasen Lazuri t̆ǩvi. Turkuli mo it̆ur. (Lazca söyle söyleyeceğini. Türkçe söyleme. Yapabildiğini Lazca söyle. Türkçe deme.)
-Bir şey yok komoxt̆u. Moxtu tabi hey oxori uç̌itxu felanci nerde? İsmaili cozurt̆uyi mutxa cozurt̆u nerde ya çi o dedi ǩop̌ide citti ya ǩop̌ide ya çi ǩop̌ide himdo cadu. (ziʒay) Ǩop̌idoğli Ǩop̌idoğli kocadu. (Bir şey yok geldi. Geldi tabii orada eve sordu falacı nerede? Adı İsmail miydi bir şeydi nerede hani dedi ki o dedi ǩop̌ide gitti dedi ǩop̌ide ki ǩop̌ide o zaman isim aldı. (güldü) Ǩop̌idoğlu Ǩop̌idoğlu lakabını aldı.)
Yazar aileden yola çıkarak elinde bulunan ama neresi olduğunu bilmediği köye Ğvandi’dir diyor. Yazar mütemadiyen kayıtlarda geçtiğini söylediği isimlere benzeyen sülale, yer isimleri gibi şeylerle yola çıkmakta, kayıp olduğunu düşündüğü 5 köy ismine köy bulmaya çalışmaktadır. Her köyün isminin Osmanlı kayıtlarında geçmeyebileceğine ilişkin Atinali dergisindeki[8] yazısında şöyle yazmıştır;
“1515,1530 ve 1554 tarihli Tapu Tahrir Defterleri’nde Zağnat köyü ile ilgili kayıtlara tesadüf edilmemektedir. Bu durum o tarihlerde Zağnat köyünde yerleşim olmadığı anlamına gelmemektedir; aksine başka bir köy ismi ile kaydedildiklerini göstermektedir [9]”
Yukarıdaki alıntıda da yazarın belirttiği üzere köyün adı Osmanlı kayıtlarında yazılmamış olabilir. Başka köy ismi altında yazılmış da olabilir ya da kendi ifadesi ile tesadüf etmemiş olabilir. İlerleyen zamanlarında vereceğimiz Osmanlı belgelerinde de açıkça yazılmaktadır. Her yerde birbirine benzer ama birbirinden farklı yer isimleri bulunabilir. Sırf bu yolla bir köyün adının belirlenmesi doğru olmaz, yanıltıcı olur. Ayrıca yazarın Çamlıhemşin Seyahatnamesi adlı kitabında Ğvandi köyünün adına 1682 tarihli Avarız Kayıtlarında rastlandığı yazmaktadır.[10]
Yazarın ilgili makalesinde bu gibi çokça yazısı vardır. Köy isimleri yanlış yazılmıştır.
Şöyle ki; Zurxa Köyü’ nün[11] Zühre şeklinde varlığından bahsetmektedir. Yine Timisvati[12] Köyü başlıklı yazısında şunları yazmaktadır..
“Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüze Timisivat şeklinde Köprüköy köyünün eski adı olarak gelmiştir. Yine de bu adın, bazı tahrir kayıtlarındaki değişik yazılışları dikkate alarak Dersivat şeklinde okunabileceğini belirtmek istiyorum.”
Yazar makalesinde Osmanlıca yazılan köy isimlerinin farklı okunuşlarının olduğunu söylediği Timisvati Köyü’ nü, Dersivat diye nakletse okurlar bu köyü Timisvati değil Dersivat şeklinde bilecekti.
Lazcada ve fonetik olarak d harfi ile t harfi birbirileri ile karışmazlar.
Oysa Osmanlıca yazımında, dal (ﺪ
/ —) ve te (ﺖ / ﺗ ) harfleri
birbirlerine şeklen benzerler[13]. Yazan yazarken, okuyan okurken karışıklığa neden olabilir. Makale yazarı Hem Dersivat, hem de Timisvat demesindeki sebep budur. Oysa bu köyün Lazcada kullanımı hiçbir karmaşıklığa yol açmadan günümüzde yaygın olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır.
Peki, toplumun hafızası olan yer adları şöyle ve ya böyle demek sureti ile mi gelecek nesillere aktarılacak? Bu yolla isimleri korumak mümkün değildir.
Yine yazar ilgili makalesinde şöyle yazmaktadır;
“Ciğam: Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüze Ziğem/Zğem şeklinde ulaşmıştır.”
Yazar sürekli önceki kayıtların
Lazca ile yazılamadığını hesaba katmadan, geçmişte kaydedilen köy isimlerinin
asıl olduğunu vurgulamaya çalışmakta, “bu ad günümüze Ziğem/Zğem şeklinde
ulaşmıştır” notunu düşmektedir. Lazcanın, Türkçede ve Osmanlıcada karşılığı olmayan harflerinin tümü yanlış yazılmıştır Nžğem / Nžğemi [Nʣʁem / Nʣʁemi] Köy isimlerinin Lazca dışındaki alfabeler ile yazıldığında nasıl sorun olduğu açıktır. Bu metot ile yer adlarının gelecek nesillere sağlıklı aktarılması mümkün değildir. Nitekim sağlıklı aktarılmamıştır. Hatalıdır.
Yine Duxe/Dutxa köyüne “Dutha” yazmıştır. Ğere/Ğera köyüne ise “Ğire” yazmaktadır.[14] Bu yazım da doğru değildir. Osmanlının ilgili kayıtlarında yazılan yer isimleri asıllarından uzaktır.
Meǩalesǩriti/Dikkaya köyü[15]
Yazar makalesinde Osmanlıca kayıtlarında yer aldığını yazdığı ama karşılığı olamayan yer adlarından biri olduğunu söylediği Lorobit köyüne “tam muammadır” diyor ama yine de
makalesinde şu yazıyı yazıyor:
“Lorobit:
Bütün tapu-tahrirlerde geçen bu ad günümüzde hiç bilinmeyen bir adıdır ve
nerenin kast edildiği tam bir muammadır. Ancak son iki tapu-tahrir defterinde
“Lorobit nam-ı diğer Kusivat” şeklinde geçtiğinden ikinci bir isim karşımıza
çıkmaktadır. Kusivat isminin aile adından türeme bir yer adı olduğu göz önüne
alındığında, aile kök adının “Kus” olduğu ve böyle bir aile adının sadece “Mekaleskirit”
köyünde var olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki gerek Mekaleskirit, gerekse
Çamlıhemşin’e bağlanan diğer Laz köylerinin (Çano, Ğvant, Abişho, Komilo)
adları tapu-tahrir kayıtlarında geçmiyor. Tamamı kadim bir geçmişe sahip olan
bu beş köyün o dönemlerde var olmaması imkânsızdır. O halde günümüze ulaşmayan
farklı adlarla kayda girmiş oldukları sonucu ortaya çıkmaktadır. Şimdiye kadar
yapılan tahlilde Atina kazasına tabi tüm köylere değinilmiş, sadece bu beş
köyün bahsi yapılmamıştır. Üstelik tapu-tahrir kayıtlarında neresi olduğu
doğrudan belli olmayan beş yerleşim adı kalmıştır. Bunlardan birincisi de
Lorobit’tir. Lorobit’in de Kusivat alt adından esinlenerek Mekaleskirit
(Dikkaya) köyü olduğunu düşünüyorum.”
Üstte belirttiğimiz makalesindeki yazısında yazar burada da isimden yola çıkarak bir yere varma gereği hissetmektedir. Kus ailesi olarak makalede belirtilen akraba yanlış yazılmıştır.
Orijinal dil ile nakledilmemiştir. Doğrusu Ǩoʒi şeklindedir. Bu ismi Osmanlıca ve Türkçe alfabesi ile yazmak mümkün değildir. [kotsʰi].
Ǩoʒi sülalesi hakkında tarafımızda bulunan ses kaydında] akrabasına mensup olan 1940 doğumlu Ayşe Kus Kosanoğlu [Koʒipxe/Bilipxe] adı geçen sülaleyi “ Ǩoʒepe” (pe Lazcada çoğul ekidir) şeklinde ifade etmiştir.
Yine tarafımızda bulunan ses kaydının ilgili bölümünde Ǩoʒi akrabasına mensup 52 yaşındaki Galip Kus, 2011 yılında, 70 yaşında vefat eden annesi Fatma Kus’dan (Çele Ameşi da) duyduğunu naklederken, Ǩoʒi isminin Lazcada insan/adam/erkek anlamına gelen ǩoçi sözcüğünden geldiğini söylemektedir.
Lazca ile aynı dil grubunda yer alan Gürcücede de bu kelime (ǩoʒi) ǩaʒi şeklindedir[16]. Bu anlamda geçmişten günümüze nakledilen
Ǩoʒi sülalesinin ismi Lazca ile aynı dil grubunda yer alan Gürcüce
ile aynı fonetiğe sahip olması nakledilenin bilginin doğruluğunu ortaya
koymaktadır.
Yazılarında “namı diğer”
diğer adı şeklinde çokça ibare olduğunu vurgulayan yazar; aslında bu yerlerin
farklı kaydedilmiş olabileceğini de bizlere söylemektedir. Kendisine ait
Çamlıhemşin Seyahatnamesi adlı kitabının “Arşiv Defterinde Mekaleskirit”[17] adlı yazısında şöyle yazmaktadır:
“1486 Tarihli Tapu Tahrir Defterinde köyün adına tesadüf edemiyoruz. Ama
1515 tarihli defterde Meşubalak adlı vadinin mahallelerinden biri olarak
‘Meleskit’ adı dikkat çekiyor, bu köy olduğu hususunda şüphe var ancak
Meşubalak köyünün mahallelerinin birinin de Tolihçet olması, Bu yerin Fırtına
Vadisin’deki Laz yerleşimini kastettiği anlamına geliyordu. Bu yüzden Meleskid
ya da Meleskir okunabilecek mahallenin kuvvetle ihtimal Mekaleskirit olduğunu
düşünüyorum… … kayıtlar detaylıca incelendiğinde hane isimlerinin üçünde baba
ya da sülale adı Meleskid isminin kullanıldığını, dolayısı ile bu ismin
aslında bir sülale adı olabileceğini de belirtmek istiyorum ”
Yazar ilgili web sitesindeki yazısında Osmanlı Tapu kayıtlarında yer aldığını yazdığı, elinde bulunan Lorobit ve Kusivat isimlerine köy ararken, Meǩalesǩiriti köyünde Kus’lar var diyerek bu soyadından yola çıkıp Kusavat bu köydür demiştir. Fakat Çamlıhemşin Seyahatnamesi adlı kitabında yine kayıtlarda geçtiğini iddia ettiği Meleskit ya da Meleskie şeklinde bir yer veya sülale adı olduğunu, bu yerin Meǩalesǩirit olduğunu yazmaktadır. Yani elinde bulunan bilinmeyen isimlerin iki tanesine Meǩalesǩiriti köyüdür demiştir. Hem Meleskid/Meleskir hem de Kusuvat’a Meǩalesǩiriti köyü demektedir. Üstelik bunu yaparken köydeki Meleskir/Meleskid sülalesinden bahsetmektedir. Meǩalesǩiriti köyünde Meleskir ya da Meleskid adlı bir sülale bulunmamaktadır. Verilen bilgiler doğru değildir.
Yazarın kitabında Meleskir, Meleskit, Meleskit, Meleskid olarak andığı köyün 1682 tarihli Osmanlı Avarız kaydında açıkça Meǩalesǩiriti ismi geçmektedir.
Okumalarımızda, Komilo, Meǩalesǩirit ve Abiçxo adı geçen 1682 tarihli Osmanlı kaydı. Kayıtlarda ilgili köylülerin isimleri, akraba isimleri de bulunuyor.
Yazar Mǯanu köyüne ait yazısında ise diğer başlıklarda olduğu gibi “muamma” diyor ve yine bir tahmin yürütüyor. İlgili web sitesindeki köşesindeki yazısı şu şekildedir:
“Bu yer adı da ilk kez duyulan ve neresi olduğu tahlile muhtaç olan yer adlarındandır. Bu yüzden aile adlarından yola çıkarak bir tahlil yürütmek durumundayım. Çimorit’in tahrir kayıtlarına göre en kalabalık ailesi Berğa/Perka adlı bir aile olup, bu aile adına 1835 tarihli nüfus kayıtlarında Çano (Topluca) köyünde Berğaloğlu şeklinde tesadüf ediyoruz. Ayrıca Çano köyünün yine kadim ailelerinden Mabuçoğlu aile unvanına Çimorit başlığı altında Mubuç şeklinde rastlıyoruz. O halde Çimorit isminin Çano köyünün daha eski adı olduğunu iddia edebiliriz.” … “Mǯanu köyünün en kalabalık ailesi Çamkerten ailesidir.”
Araştırmalarıma göre[18] Mǯanu köyünün en kalabalık ailesi Berğal/Perkal ailesi değildir.
Hiçyılmaz daha önce yayımladığı Çamlıhemşin Sehatnamesi kitabında bu köy hakkında şöyle bahsetmektedir;
“Meşubalak adlı yerleşim bölgesinin bütün Tapu Tahrir Defterlerinde istisnasız yedi mahalleden oluştuğu görülmektedir. Bu mahallelerden biri de Meleskirid adlı bir yerleşim yeriydi. Çona (aslı Mǯanu) köyünün de o yıllarda Meleskirid diye kayda giren, günümüzde ise karşı köy olan Mekaleskirit ismi altında kayıtlara girdiğini sanıyorum”[19]
Yazar burada açıkça köyün Meǩalesǩiriti ile kaydedildiğini
düşündüğünü yazmaktadır. Fakat internet sitesindeki ilgili yazısında bilinmeyen
5 köyden birinin bu köy olduğunu yazmıştır. Kadim köy Mǯanu’da yaşayan sülaleler Rize/Pazar ve Ardeşen başta olmak üzere farklı
Köylere yayılan geniş sülalelerdir. Buradaki aileler günümüzde bile geniş bir coğrafyada yaşamaktadırlar. Sifati[20] ve Mamala Avla’ da[21] da Mabuçoğlu’lar vardır.[22] Günümüzde soyadları Öztekeşin’dir.[23] Ömür Öztekeşin’in anlattıklarına göre Mabuçoğlu 3 kardeşti. Kendisi Mabuçoğlu’nun bir kardeşinin de Mut̆afi’de yaşadığını nakletmektedir. Burada yaşayan Mabuçoğluların Türkçe soyadları da Tiryaki’dir. Bu ailenin lakapları da İbrayiminape’dir.
Yani belgelerde geçtiği iddia ettiği soyadları çok geniş alanda kullanılmaktadır. Sadece Mǯanu köyünde değildir. Dolayısı ile başka köyler kast edilmiş olabilir.
Yaptığım araştırmalara göre Mǯanu köyündeki en kalabalık sülale sıralaması ve Türkçe soyadları şu şekilde[24]
1- Çamkerten ( Ğacepe,
Xacepe, Hebibepe Ç̌ivepe, Xicape, Haliloğlepe, Kurupe, (Kurvepe) Şat̆irepe.
Braǩape Begepe, Ceğupe, Musape
2- Yağcı ( Ǩançape, Maboçoğlu
3- Günay - Buği -Öztürk -Banko ve Bak, Bucğepe
4-Badoğlu ( Badoğlepe
5-Aydınlar Benksepe, Xoca, Eminepe Alip̌epe Yakup̌epe, Xasape
6- Bergal - Çorbacepe
7 - Kestıoğlu ( Mimiǩepe
8-Sazkaya (Gunžepe ve Ťalişina )
9- Kızmış ( Yegepe )
10- Canca ve Maçça ( Celape , Şvanepe, Sunay, Ǩaǩatepe
11- Uçkan ( Haliloğlepe
12- Demirok ( Mamutoğlu
13- Sarioğlu ( Çanta
14- Habiboğlu ( Hebibepe
15- Albardak ( Çeboğlu – Çep̌ni
Yazar Komilo Köyü’ ne de benzer yaklaşım sergileyerek kayıp olduğunu düşündüğü bir köyü yine benzer şekilde delil gösteriyor. Yazar şunları yazmaktadır:
“Bu yer adı da, ilk kez duyulan ve neresi olduğu tahlile muhtaç olan yer adlarındandır. Bu yüzden yine aile adlarından yola çıkarak bir tahlil yürütmek durumundayım. Günümüzde Komilo köyünün kadim ailelerinden birinin Çokutoğlu oluşu, Çokalvat ismi ile ilişki kurmama sebep oldu. Bu yüzden Çokalvat adının Komilo’nun eski adı olduğu kanaatine vardım.” 3 harfi benzediği için köye isim arıyor. Çokutoğlu ailesini Çokalvat köyüne bağlıyor. Bu bilimsel değildir.
Yazarın yazılarındaki olasılık hesaplarından anlıyoruz ki elinde bulunan isimlerin nereye ait olduğunu bilmiyor ama bu isimlere köy arıyor. Bu sebepten aile veya yer isimlerinden benzer olanı delil olarak gösterip köy ismine bağlıyor fakat bu köye bir delil getiremiyor. Zaten bu kadar büyük köylerin, kalabalık insanların sülale isimlerinde her çeşit anlam çıkartmak mümkündür. Yazar Abiçxo köyündeki gibi hiçbir benzer isim veya sülale bulamaması durumunda bile bir köy bulup oranın adının belgelerde geçen ad olduğunu iddia etmektedir. “Haçalvat” köy ismine benzer hiç bir soyadı, isim, yer adı, lakap bulamadığı halde buna rağmen hiçbir gerekçe gösteremeden Komilo köyünün Haçalvat olduğunu iddia ediyor.
Yazısından bir alıntı.
“Bu yer adı da, ilk kez duyulan ve neresi olduğu tahlile muhtaç olan yer
adlarındandır. Ancak bu başlık altında kaydedilen iki aile adı da herhangi bir
ipucu barındırmıyor. Yaptığımız genel tahlilde sadece Abişho (Köprübaşı) köyüne
karşılık gelen bir yer adı karşımıza çıkmadığından, buranın Abişho’nun eski adı
olabileceğini düşünüyorum. Ancak Abişho köyü Komilo ile müşterek kaydedilmiş
olabilir. Eğer böyle bir şey söz konusu ise Haçalvat adı farklı bir yeri işaret
ediyor da olabilir.”
Yazar makalesinin sonunda tüm yer adlarının çerçevesini çizdiğini söyleyip ihtilaf olduğunu da kabul etmekte ve ciddi çalışmalar olması gerektiğini vurgulamaktadır.
Yazısından bir alıntı
“Sonuç olarak Atina kazası başlığında kayıt edilen tüm yerleşim yerlerinin
neresi olduğuna dair elle tutulur bir çerçeve çıkarmış olduk. İtilaflı olan yer
adları üzerine gerek belgeler üzerinde, gerekse yerelde kaybolmuş mikro yer
adları üzerine ciddi araştırmaların yapılması gerekiyor.”
Yazar aslında kendisi de bu yaklaşımın tahminden ibaret olduğunu kabul etmektedir. Fakat bizler söz konusu toplumsal hafıza olan yer isimler olunca, misyonumuz gereği bir yanlışı ortaya koymak durumundayız.
Mǯanu, Abiçxo, Komilo, Ğvandi ve Meǩalesǩiriti köylerinin bulunduğu konum.
Meǩalesǩriti, Ğvandi, Mǯanu, Komilo, Abiçxo köylerinin bulunduğu yer.
Makalesinde sürekli olarak bu yerlerdeki köylerin adının geçmediğini, bilinmeyen isimlerin yer aldığını, teyide muhtaç, muamma ve sır olduğunu vurguladığı, adı kayıtlarda geçen fakat yerleri bilinmeyen bu isimlerin sarı alanda belirtilen köyler olabileceğini anlatmaya çalışan yazarın delillerinin bilimsellikten uzak olduğunu düşünüyorum. Yazar okurlarını daha net bilgilerle ve kesin delillerle ikna etmelidir. Gerçekten de öyle olduğunu hepimiz anlayabilmeliyiz.
1515[25],
1554[26],
1564[27] 1583[28],
1682[29] Osmanlı arşivlerinde Meǩalesǩirit adı geçmektedir. 1835 nüfus sayımında[30] köy adı değiştirilmek istenmiş fakat uygulanamamış. 1958 yılında[31] Meǩalesǩiriti adı değiştirilmiştir. Yerine Dikkaya yapılmıştır. Yazar Meǩalesǩiriti köy adının hem Avarız hem de Tapu kayıtlarında var olduğunu kendi kitaplarında açıkça belirtmektedir. Haritada belirtilen bölgedeki köy isimlerine arşivlerde rastlanmaması karşısında, yine arşivde yer alan ama günümüzde bilinmeyen isimlerin bu köyler olabileceği düşünülerek bilimsel olmayan “muamma, sır, bilinmeyen” gibi ifadelerin yanında bazı deliller sunulmuştur.
Mǯanu, Abiçxo, Komilo, Ğvandi ve Meǩalesǩiriti köylerinin bulunduğu yerin coğrafi olarak hem Ardeşen’den hem de Pazar ilçesinden en uzak yer olduğu gerçeğinden yola çıkarsak buraların kaydının tutulması ulaşım bakımından zorluklar olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Avarız kayıtlarında yer alan köy isimlerinin Tapu Tahrir defterlerinde yer almadığı iddiası ciddi anlamda bir araştırmanın olması gerekliliğini göstermektedir. Lazca yer isimlerinin Osmanlıca okunması konusunda Lazca bilenlerin yer alması gerekliliktir. Varsayımlarla, soyadındaki benzerliklerle köye isim koymak doğru değildir. Nitekim Ğvandi köyündeki bir soyadından köy tahmin edilmeye çalışılmıştır fakat ne böyle bir soyadı ne de yer adı olmadığı görülmektedir. Ciddi anlamda arşivler araştırılmalıdır. Bilimsel veriler ve belgeler paylaşılmalıdır. Toplumun hafızası olan yer isimleri konusunda net bilgiler verilmelidir.
MURAT HİÇYILMAZ’IN MAKALESİNDE GEÇEN RİZE/PAZAR YER İSİMLERİ, TÜRKÇE KARŞILIKLARI VE LAZCADA VE BÖLGEDE KULLANILAN İSİMLER / IPA
Makalede geçen yer isimleri | Türkçede kullanılan | Lazcada kullanılan isimler / IPA
|
Kotanu |
|
|
Vânek | Örnekköy (Pazar) | Venek / Veneği [Venekh / Veneʁi]
|
Zevandos |
|
|
Zevandos | Alçılı (Pazar) | Xaç̌ǩun / Xaç̌ǩuni [Xaʧkun / Xaʧkuni]
|
Laroz | Hisarlı (Pazar) | Ǩosǩovat / Ǩosǩovati [Koskovath / Koskovathi]
|
Aranaş | Darılı (Pazar) | Aranaş / Aranaşi [Aranaʃ / Aranaʃi]
|
Tavalvat | Tütüncüler (Pazar) | T̆avlat / Ťalvati [Tavlath / Talvathi]
|
Abso | Suçatı (Pazar) | Apso [Aphso]
|
Zağnat | Derinsu (Pazar) | Zanat / Zanati [Zanath / Zanathi]
|
Nohlapsu | Yavuzköy (Pazar) | Noxlapsu [Noxlapʰsu]
|
Sulet | Dağdibi(Pazar) | Sulet / Suleti [Suleth / Sulethi]
|
Kuzika | Elmalık (Pazar) | Ǩuziǩa [Kuzika]
|
Hudisa | Kesikköprü (Pazar) | Xudisa [Xudisa]
|
Nohadiğa | Cumhuriyet mah. (Pazar) | (Abdioğlu) Gazi Mahallesi, Derviş mah. Elmadibi Türkçe) |
Ulak Olak/Ulaka/Olaka/Avlak/Avlaka (şeklinde de olunabileceği yazmaktadır) |
|
|
Kivsane |
|
|
Godri (Hotri köyü olduğunu yazmış) | Kocaköprü (olduğunu yazmış) (Pazar) | Xort̆ / Xort̆i [Xort / Xorti]
|
Mesimana (Mesemit olabilir demiş) | Topluca | Mesemit / Mesemiti
[Mesemith / Mesemithi]
|
Papat Kudyan, Cigetori, Lamğo ve Pağniki” yer isimlerini içine aldığını beyan etmiş. | Papatya | P̌ap̌at / P̌ap̌ati [Papath / Papathi]
|
Çarişka Kale (Adında kale geçtiği için Cixa kalesidir denmiş. | Yücehisar köyü (Pazar) | Ǯarişǩa [ʦariʃka]
|
Cigetori | Boğazlı (Pazar) | Cigeture [ʤigeture]
|
Petre | Başköy |
|
Mamakivat | Irmakköy (Pazar) | Mamaç̌ivat / Mamaç̌ivati [Mamaʧivath / Mamaʧivathi]
|
Tavğat |
|
|
Sukit | Derebaşı (Pazar) | Ǯuǩit̆a [ʦukita]
|
Kvakçe | Beyaztaş (Pazar) | Kvakçe [Khvakhʧʰe]
|
Dadivat | Handağı köyü (Pazar) | Dadivat / Dat̆ivati [Dadivath / Dativathi]
|
Kvançarer | Elmalık mah (Pazar) (Noğadixa) | Kvanç̌areri [Khvanʧʰ̌areri]
|
Vakos |
|
|
Felağrivat (Günümüze Pelegivat şeklinde gelmiş denmektedir) | Akkaya köyü (Ardeşen) | Pelegivat / Pelegivati [Phelegivath / Phelegivathi]
|
Meşobalak ( |
|
|
Tolikçet | Duygulu (Ardeşen) | Tolikçet / Tolikçeti [Tholikhʧʰeth / Tholikhʧʰethi]
|
Zühre | Kurtuluş (Ardeşen) | Zurxa Zurxa [Zurxa]
|
Sifat | Pirinçlikköy (Ardeşen) | Sifat / Sifati [Sifath / Sifathi]
|
Timirsivat (Dersivati şeklinde de okunabiliyormuş) | Köprüköy (Ardeşen) | Timisvat / Timisvati [Thimisvath / Thimisvathi]
|
Ağvani | Seslikaya (Ardeşen) | Ağvan, Angvan, Amgvan / Ağvani, Angvani, Amgvani [Aʁvan, Angvan, Amgvan / Aʁvani, Angvani, Amgvani]
|
Ciğam | Aşağıdurak köyü (Ardeşen) | Nžğem / Nžğemi [Nʣʁem / Nʣʁemi] (ǯaleni Nžemi) |
Şankul | Doğanay (Ardeşen) | Şangul / Şanguli [Ʃangul / Ʃanguli]
|
Yanivat | Bayırcık (Ardeşen) | Yanivat / Yanivati [Yanivath / Yanivathi]
|
Dutha | Tunca Beldesi (Ardeşen/Tunca beldesi) | Dutxa / Dutxe [Dutxa / Dutxe]
|
Ğire | Işıklı (Ardeşen) | Ğera / Ğera [ʁera / ʁera]
|
Lorobit |
|
|
Kusivat | Dikkaya (Çamlıhemşin) | Meǩalesǩirit / Meǩalesǩiriti [Mekaleskirith / Mekaleskirithi]
|
Çarçivat (Carcivat da yazmaktadır) | Çayırdüzü köyü (Çamlıhemşin) | Ğvant / Ğvandi [ʁvanth / ʁvandi]
|
Çimorit | Topluca (Çamlıhemşin) | Mǯanu [Mʦanu]
|
Çokalvat | Komilo (Çamlıhemşin) | Komilo [Khomilo]
|
Haçalvat | Köprübaşı (Çamlıhemşin) | Abiçxo [Abiʧʰxo]
|
Ciğermihal |
|
|
Bu yazıyı hazırlarken bölgede isim aranan 5 köyün karşılığı olmadığı söylemi benim farklı düşünceleri irdelememe neden oldu. Lorobit, Çarçivat gibi isimleri araştırırken fark ettim ki; eğer bu isimler yanlış yazılmadı veya yanlış okunmadı ve gerçekten vardı ise yerlerinin bilinmeyişi, değiştirilen Laz yer isimlerinin kayıtlarını 50 sene sonra okuyanların bu yer isimleri hakkında hiçbir şey bilememesine sebep olacaktır. Yer isimlerini değiştirmek bu denli ürkütücüdür. Yer isimlerinin değiştirilmesi toplumsal hafızanın, geçmişin silinmesidir. Bu yüzden adı değiştirilen yer isimleri hiçbir müracaata gerek duyulmadan iade edilmelidir. Yer isimlerinin iadesi binlerce yıldır bu topraklarda yaşayanların itibarının iadesidir. Geçmişi aktarmak, gelecek nesillerin geçmişini bilmesi en temel insanı haktır.
Bu çalışmada Osmanlı kayıtlarında geçtiği iddia edilen tüm belgeleri “Her Bilgi Teyide Muhtaçtır” ilkesinden yola çıkarak inceledik. Adı geçen köy isimlerinin tümünü araştırdık ve burada yaşayanlar ile iletişime geçerek akraba adları, yer adları gibi bilgileri edindik. Osmanlıca bilen ve arşiv konusunda deneyimli iki farklı grup[32] ile iş birliği yaptık. Aynı metni her grubun bazen farklı okuduğunu, metnin de buna müsait olduğunu gördük. Yani bu kayıtların yazıldığı dil ve yazanın özelliklerine bağlı olarak farklı okunabildiğini gördük. Yazıyı okumanız ya da metni yorumlama şekliniz bir köyün tarihini değiştirebiliyor. Bu anlamda dikkatli ve hassas olmak gerekir. Bu tür analizlerin, yazıyı yazan kişinin kim olduğunun, tarzının, tavrının; yer isimlerinin halk arasında kullanımının, Lazca fonetiğini ve yazım şeklinin göz önünde bulundurularak araştırılması sonucunda gerçekleşmesi gerekir. Bunun yanında birçok etkenleri de hesaba katmalısınız.
Toplumsal hafızanın (sözlü tarih) belge olduğunu unutmamak lazım. Okurlarımızın bilgisine katkı olması dileği ile…
Ǩlemurişi Ramazan Kosanoğlu
Şubat 2018
[1] https://www.haberturk.com/gundem/haber/1174449-rizede-lazca-koy-adi-iade-edildi
[2] http://www.kackar53.com/tapu-tahrir-kayitlarinda-pazar-ardesen-bolgesi-makale,1546.html
[3] Osmanlı devletinde fethedilen yerlerde uygulanacak idari teşkilat ve sistem çerçevesinde, tayin olunan heyetler marifetiyle nüfus, arazi ve emlakin tespit ve kaydedilmesi işlemine tahrir bu bilgilerin kaydedildiği deftere de tapu tahrir defteri denirdi.
[4] Avârız Osmanlı Devleti zamanında olağanüstü hallerde halka yüklenen malî, aynî ve bedenî vergilerdi. Sonra sürekli haline geldi.
[5] http://www.dergah.com.tr/yazarlar/murat-umit-hicyilmaz
[6] Osman Kuyumcu Ğvandi Köyü Yer Adları https://lazca.org/yazarlar/osman-kuyumcu-pizma/48-gvandi-koyu-yer-adlari-uzerine-bilimsel-makale.html
[7] Osman Kuyumcu Prénom : Şaban Tıtre(S) :Turc : Ğvandi Köyünün Kurulusu Françaıs : La Fondatı On Du Vıllage Ghvandı Laze : Ğvandi Oput'esi Cedgumu
[8] Atinali dergisi yıl sayı 4
[9] Atinali dergisi yıl sayı 4. s.12
[10] Dergah yayınları 723 1. baskı s.204
[11] Ardeşen’e başlı Kurtuluş köyü
[12] Fırtına Vadisi kenarında Ardeşen sınırları içinde bir köy.
[13] https://www.turkcenindirilisi.com/dilbilim/osmanli-alfabesi-osmanlica-alfabe-h74995.html
[16] Gürcistan vatandaşı dil bilimci Natia Paniava
[17] Çamlımhemşin Seyahatnamesi. Dergah Yayınları 723. 1. Baskı. S. 53-54-55
[18] Hanife Çamkerten Maç̌a/Yavuz Günay (ǯanu köyü)
[19] Çamlıhemşin seyahatnamesi s.27
[20] Ardeşen Pirinçlik köyü
[21] Ardeşen Zeytinlik köyü
[22] Ömür Öztekeşin Ardeşen
[23] Boçeleva olarak da bilinir
[24] Hanife Çamkerten Maç̌a/Yavuz Günay - Mǯanu köyü
[25] BOA TD. 52. S.520
[26] BOA TD 288 S 490
[27] BOA TD 442 S 72
[28] BOA TD 122 S41
[29] BOA KK2694 S 113
[30] BOA NFS 1168 S 165
[31] Ramazna Kosanoğlu Meǩalesǩirit köyü hakkında yazı https://lazca.org/yazarlar/ramazan-kosanoglu-klemurihsi-klemurisi/190-mekaleskirit-koyu-dikkaya-koyu-camlihemsin-rize.html
[32]Yararlandığım diğer kaynaklar
wikipedia
lazca.org
Osman Kuyumcu
Şener üst (Pazar)
Süleyman Açıkmeşe
Ahmet Terzi
Özgür Cesur
Ali Çiçek
Merve Alçiçek
Lütfü Sezgin
Ömür Öztekeşin
Hanife Çamkerten Maç̌a
Ömer Kus
Şener Üst
Haydar Ceylan
Bu haberi okuyanlar aşağıdakileri de okudu
OSMANLI DÖNEMİNE AİT BİR HARİTADA LAZLAR ÜZERİNE NOTLAR
OSMANLI DÖNEMİNE AİT BİR HARİTADAKİ NOTLARIM Bu yazımda sizinle Erzurum arşivi adlı bir siteden gördüğüm bir harita üzerindeki notlarımı paylaşıyor olacağım. Çok iyi geçmeyen
OSMANLI ARŞİVLERİNDE VE TBMM KAYITLARINDA LAZİSTAN
Lazistan’ı anlatmaya çalışacağım. İstan: bir topluluğun bulunduğu yer anlamına gelen Farsça bir ek. Türkçede yer yurt anlamı verilse de illa bir ülke anlamına gelmez. Mesela
Dil ve Kültür yok sayılamaz
Dil ve Kültür yok sayılamaz Ramazan Kosanoğlu K'lemurişi Toplumun hafızası, nesilden nesile bozulmadan aktarılan, dedelerimizin, ninelerimizin, geçmişimizin bizlere mirasıdır yer
RİZE ARDEŞEN HALK EĞİTİM'DE LAZCA DERS
Rize'nin Ardeşen ilçesinde Lazca ders başladı. Ardeşen Halk Eğitim Merkezi'nde Lazca kurs başladı.
Lazların Yaşadığı Değiştirilen Yer Adlarından Bazıları
Lazca üyelerimiz ile yaptığımız kısa bir çalışmanın ürünü olan Değiştirilen yerlerimizin isimleri özet listesi Lazca üyelerimiz ile yaptığımız kısa bir çalışmanın ürünü olan
RİZE PAZAR İLÇESİNDE LAZCA DERSLER BAŞLADI
Bölgede Atina olarak bilinen en eski yerleşim yerlerin biri olan Rize'nin Pazar ilçesinde Lazca dersler başladı.